Türkiye,Mısır, Rusya, Cezayir ve Orta Asya
Doğu Akdeniz’de bulunan tüm aktörler küresel petrol ve doğalgaz kaynakları rekabetinde üst sıralarda yer almakta ve bu doğrultuda bölgedeki faaliyetler özellikle arama-sondaj ve bu kaynakların dış piyasalara en güvenli şekilde en uygun maliyetle taşınması konusu yer almaktadır.
Doğu Akdeniz’de Fiziksel Gaz Hubı olabilecek ülkeler sayılırken Mısır ve Türkiye telaffuz edilen ilk yerler olmuştu ve İsrail bunların arasında yoktu.
Tüketim merkezi Avrupa’ya yakınlığı nedeniyle Fiziksel Hub olmak için Türkiye diğer alternatiflerden çok daha avantajlı.
İsrail doğal gazını Mısır üzerinden Avrupa'ya taşıma konusunda anlaşma sağlayabilmek için aylardan bu yana görüşmelerini sürdürüyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB'nin bu bağımlılığı sona erdirmek adına, "İsrail ile olan enerji iş birliğini geliştirme" gibi seçenekleri değerlendirdiğini ve "AB'nin İsrail enerjisine ihtiyaç duyduğunu" dile getirdi.
AB stratejik olarak bir hata yapmış, İsrail ve Mısır’dan doğalgaz alımıyla ilgili 12 Haziran 2022 tarihinde bir mutabakat zaptı imzalamıştır.
Bu kaynakların 5 yıl sonra bile 20-25 milyar m3'lük kaynak sağlayıp sağlayamayacağı bile belli olmayan 2 ülkeyle yapılmış bir anlaşmadır.
Mısır ve GKRY doğalgazının 3-5 yıl içinde Avrupa’nın doğalgaz açığını doldurabilecek kapasitesi bulunmamaktadır.
Bu anlaşmanın geçerli olabilmesi ve hızlı bir müdahale sağlanabilmesi için, boru hatlarıyla 300 km’lik İsrail gazının Mısır’a ulaştırılması Mısır’dan da yine boru hatları ya da iddia edildiği gibi LNG şeklinde Avrupa’ya üretilerek satılması gerekmektedir.
Bölgedeki kaynaklarının transferi konusunda ortaya atılan seçeneklerden kısa vadede en olası görüneni LNG transferi olarak ön plana çıkarken, boru hattı projelerinin uzun vadede uygulanabilir olması için bölgedeki keşiflerin büyüklüğü önemli bir faktör oluşturmaktadır.
Ancak LNG depoları zaten Mısır tarafından doldurulmuş bir haldedir ve İsrail’e ayırılacak kapasitesi bulunmamaktadır.
Bu noktada GKRY söz konusu anlaşmadan dolayı eli boş kalmıştır.
Zira hiç kimse GKRY’den ve onların gerçekleştirdiği denizi aşan boru hattından bahsetmemiştir.
Uzun zaman önce bir seçenek olarak ortaya konulan East-Med projesinin teknik, siyasi ve iktisadi açıdan birçok olumsuzluğu içinde barındırması, GKRY ve Atina'nın Türkiye'ye karşı siyasi bir araç olarak kullandığı proje ABD'nin de reddetmesiyle 2000 kilometrelik East Med Boru Hattı Doğu Akdenizin derinliklerine gömüldü.
AB'nin Mısır ve İsrail'den deniz dibi borularla bir şeyler almaya çalışması kısa vadeli bir opsiyon bile değildir.
Bu projenin tamamlanıp AB’ye doğalgaz tedariki min. 5 yıl sürecektir.
LNG olarak ABD hızlı bir şekilde yatırım kararlarına erişebilir, Katar’da bunu destekleyebilir.
Bir diğer seçenek Türkiye: İsrail doğal gazının Avrupa‘ya taşınması için bir diğer seçenek de Türkiye üzerinden yeni bir boru hattı inşa edilmesi.
Türkiye mevcut sistemlerini daha az maliyetle hayata geçirebilecek gerçekçi projelerdir.
Doğu Akdeniz’de hemen sondaja başlamalı, potansiyel keşiflerini, kullanılabilir gaz potansiyelini geliştireceği kuyulardan yapacağı üretimi olabildiğince kısa zamanlarda başarması çok önemli.
Türkiye, altyapı yatırımlarıyla ve küçük inşaat projeleriyle hazır olarak AB'nin ihtiyacına 6-9 ay gibi bir sürede Güney Gaz Koridoru’nun parçası olarak TANAP-TAP sistemi üzerinden İran, Irak, Türkmenistan ve Azerbaycan gazını kullanarak çözüm üretebilecek tek ülkedir.
Türkiye, Avrupa'yı Azerbaycan, Türkmenistan, İran ve Irak gibi gaz zengini ülkelere bağlıyor.
Türkiye, Hazar Denizi'ndeki gaz kaynaklarını Rusya'yı dahil etmeden Avrupa'daki pazarlara girecek.
Gazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya getirilmesi konusunda ciddi planlar oluşmuş durumda.
İsrail gazı Leviethan'dan Ceyhan’a ulaştırılacak.
Türkiye bu avantajı ile AB için kritik öneme sahip bir aktör haline gelecektir.
Türkiye, LNG tesisleri üzerinden hemen, boru hatlarıyla 6 ayda Avrupa'ya katkı sağlayabilecek durumdadır.
1 sene içerisinde bu katkı ikiye katlanabilir.
Türkiye’nin merkez olarak kullanılabilecek 31 milyar metreküplük TANAP, 15 milyar metreküplük BOTAŞ sistemi ve boş bir Batı hattı bulunmaktadır.
Türkiye’nin devasa deniz yetki alanında önemli hidrokarbon kaynakları olduğu ve kuşkusuz keşif beklentisi var.
Şimdiye kadar Kıbrıs etrafında yapılmış 6 derin sondajla kapsanan alan, devasa büyüklüğün dörtte biri bile değil.
Bu 6 sondajda önemli bulgulara rastlanmış olsa da aramaların artırılmasıyla bulguların artacağı kuşkusuz.
Yapılması gereken çok sondaj varken, 2020’de bulunan ve açıklanmayan sonuçlarla yetinip aramaların bugüne kadar durdurulmuş olması, Türkiye açısından bir kayıptır.
Doğu Akdeniz’de Fiziksel Gaz Hubı olabilecek ülkeler sayılırken Mısır, Türkiye ve Kıbrıs telaffuz edilen ilk yerler olmuştu ve İsrail bunların arasında yoktu. Tüketim merkezi Avrupa’ya yakınlığı nedeniyle Fiziksel Hub olmak için Türkiye diğer alternatiflerden ekonomik olarak çok daha avantajlı. Ancak, bu avantajını kullanabilmesi Doğu Akdeniz’deki gaz keşiflerini, ispatlanmış gaz rezervini ve kullanılabilir gaz üretim potansiyelini artırması gerekiyor.
Geliştireceği kuyulardan yapacağı üretimi olabildiğince kısa zamanlarda başarması da önemli.
Afrika’dan AB'ye giden 3 deniz boru hattı bulunuyor.
AB, Rus gazını ikame edebilmek için Cezayir doğalgazını almayı planlamaktaydı.
Ancak Cezayir ve İspanya arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Cezayir, Tunus üzerinden geçerek direkt olarak İtalya’ya doğalgaz satmaya çalışmaktadır.
Cezayir’in gaz tedarikini durdurma riski, İspanya’yı yüksek fiyatlı LNG’ye mecbur bırakabilir.
İspanya'nın Cezayir gazını kaybetme riski, ülkenin yüksek fiyatlı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatına daha fazla mecbur kalma tehlikesini beraberinde getiriyor.
LNG alternatifi, Cezayir'den boru hattıyla alınan gazdan pahalı. 2 ülkeyi doğrudan Akdeniz üzerinden birbirine bağlayan ve yıllık 8 milyar metreküp kapasiteli MEDGAZ boru hattıyla İspanya'ya doğal gaz sağlayan Cezayir kaynakları, Madrid için olduğu kadar Avrupa için de önemli.
Rus gazına bağımlılığı azaltma çabaları karşısında AB için önemli bir seçenek konumunda bulunan Cezayir'in AB'deki ana alıcılar konumunda İspanya ve İtalya bulunuyor.
Cezayir kendi gazını 3. ülkelere re-export etmesi durumunda gaz akışını durduracağı yönünde Madrid'i uyardı.
Azerbaycan ve Türkmenistan arasında bu bağlamda diyaloglar gerçekleşti.
AB’nin Türkmenistan’la bir anlaşma imzalaması durumunda Azerbaycan,Türkmen doğalgazının önü açılabilir.
En az 8-10 milyar metre küp Türkmen gazı hızlı bir şekilde TANAP’ın kapasitesini 31 milyar metre küpe çıkaracak.
Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan bu yana Doğu Akdeniz gazının Avrupa'nın gaz arzı güvenliğinde oynayabileceği roller daha ciddi tartışılıyor.
Sonuç olarak: Türkiye, Doğu Akdeniz ve Orta Asya AB'nin Petrol ve Gaz Arzına İlaç Olabilir.
Avrupa’ya Doğalgaz Türkiye Üzerinden Arz Edilecek.