Güney Kıbrıs'a silah ambargosunu kaldırması, onların silah almasını gerektirmez. Fakat son geçen yılda silahlanma yarışına girdiler. Sayın Erdoğan bir açıklamasında; "Biz de Kuzeye silah desteği sağlarız" diyerek caydırıcılık yapmaya çalıştı.
Rusya'nın Doğu Akdeniz politikaları çerçevesinde S300’leri Girit e satması ve son olarak S400’lerin Türkiye ye gelmesi kanımca Amerika’nın bölgedeki başarısızlığı aslında ve Amerika Güney Kıbrıs'a da silah satmak istiyor. Adına savunma eğitimi diyerek vekillere ve Papazlara silahlarını sundular. Yani kaleyi içten fethetmek istiyorlar. Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ta Amerika'nın silah pazarlaması yaptığını ve silah pazarını bölgede elinde tutmak istediğini düşünüyorum. İngiltere’nin Osmanlı'ya yaptığı, Ruslara karşı biz sizi koruruz demesinden sonra 1878 de adayı kiralarına aldıklarını biliyoruz. Türkiye'yi Yunanistan'a tehdit olarak göstermek ve Ukrayna'daki Rus baskısı sonucunda Amerika veya büyük NATO ülkesi, güzel bir satranç oynayarak Yunanistan içerisinde üs elde etmiş ve benzerini Kıbrıs için düşünmektedir. Türkiye savunma sistemlerinin birçoğunu kendi ürettiği için dışa bağımlılığı azalmıştır. Türkiye'yi Güney Kıbrıs'a tehdit göstermek, Amerikan silahlarını oraya satmak demek. Mülteci geçişleri de bu işi körükleyen ve savunma ihtiyacını artıran bir durum. Bu oyunda şimdilik Rusya geride duruyor.
Güneyi ve Kuzeyi eş zamanlı silahlandırmak kimsenin işine gelmez. Fakat dış baskı neticesinde şişen balon patlayabilir ve sonuçları kötü olur. Siyasilere büyük görev düşmektedir. Fakat Rumlar silahlanmadan vazgeçmez ise, biz de gerekli savunma sistemlerini KKTC ye getirmek zorundayız.