Toplantının onur konukları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkanı Zorlu Töre, Azerbaycan-Kuzey Kıbrıs parlamentolar arası ilişkiler dostluk grubu başkanı , Yeni Azerbaycan Partisi Milletvekili Cavanşir Feyziyev ve Türkiye-Kuzey Kıbrıs parlamentolar arası ilişkiler dostluk grubu başkanı Ak Parti Milletvekili Orhan Erdem oldu.
Ebedi Birlik Gençler Kamu Birliği Başkanı Şahin Aliyev ve Ebedi Birlik Gençler Kamu Birliği KKTC temsilcisi Serdar Şengül moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda KKTC-Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyeti bölgesel iş birliği konuları ve bölgesel gelişmeler ele alındı.
Meclis Başkanı Zorlu Töre :
Azerbaycan’ın KKTC meclisi ile dostluk grubu oluşturulması son derece önemli bir gelişmedir. Heyetlerimizin karşılıklı ziyaretlerinde önemli diplomatik gelişmeler elde edilmilştir. Bugün bakıyorsunuz Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Ermenistan ile Askeri-teknik iş birlikleri yapıyor ancak onların bu ilişkileri bir neticeye varamaz. Bakınız Ermenistan Karabağ’da boyunun ölçüsünü aldı, Güney Kıbrıs’ta 20 Temmuz sabahı aynı şekilde boyunun ölçüsünü almıştır. Dolayısı ile Güney Kıbrıs , Yunanistan, Ermenistan ve Fransa farklı alanlarda iş birliği yapıyorlar bu gelişmeler karşısında caydırıcı hale gelmemiz kaçınılmazdır. Ülkemizde Deniz üsleri ve Hava üsleri çoğaltılmalıdır nitekim Türkiye’nin askeri caydırıcılığı son derece önemlidir. Ermeni ve Rum Yunan ikilisi Avrupa tarafından şımartılmış ülkelerdir. Kıbrıs Rum tarafının İsrail ile işbirliği yapması da son derece tehlikeli adımlardır. Şu an Güney Kıbrıs’ta Tatlısu bölgesinde ABD e Fransa için bir üs planlanmaktadır. Rum tarafı adada erozyon yaratmak istiyor ancak bu durum kendi toplumlarında da karşılık bulmuyor, biz yolumuza Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde ve Türkiye’nin garantörlüğünde güvenle adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Azerbaycan ile ilişkilerimizin adım adım ilerlemesi Kuzey Kıbrıs’ın güçlenmesi açısından da çok önemlidir. Gerek Ticari Ekonomi , Kültürel adımlar İki kardeş ülke arasında giderek çoğalan karşılıklı adımlardır.
Türkiye- KKTC Meclis dostluk grubu Başkanı Orhan Erdem :
Böylesi bir platformda sizlerle bir araya gelmek son derece önemlidir. Öncelikle Ada’da büyük bir haksızlık var geri tarihlere gidersek 378 yıl adayı bizler yönettik. Öncesinde Rum halkı ada’da bu kadar yoğun bir nüfusa sahip değildi yıllar içinde gelişen farklı olgular Kıbrıs’ın bugününü şekillendirmiştir. Şunu aktarmak istiyorum bugün KKTC’yi 1 ülke tanıyor o da Türkiye’dir ancak Filistin’i dünyada tam 150 ülke tanımaktadır ve geldiği durum ortadadır Dolayısı ile KKTC’nin kılına kimse zarar veremez.
Türkiye Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın KKTC’nin tanınması için büyük mücadeleler vermiştir ve vermeye de devam etmektedir Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’de bu sürece önemli katkı koymuşlardır. Birliğimiz ile beraber İnsan haklarının büyük ölçüde ihlal edildiği böylesi bir dönemde haklı davalarımızı sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Bugün KKTC’nin geldiği noktada çok önemlidir mesele Rusya’nın Başkonsolosluğu var Ada’da binlerce İngiliz yaşamaktadır yaklaşık 130 ülkeden de öğrencileri ağırlamaktadır. KKTC’nin uluslararası camiada tanınmasa bile geldiği nokta çok önem arz etmektedir. 15 Kasım’da İnşallah KKTC’nin kuruluş yıl dönümünde Cumhurbaşkanlığı külliyesi ve yeni Meclis yerleşkesi açılmış olacak Kıbrıs’ta iki ayrı Devletin varlığının bir nişanesi olacak bu yapılar inşallah güçlü ve güzel günlere emin adımlarla yürümüş olacağız.
Azerbaycan KKTC Meclis Dostluk Grubu Başkanı Cavanşir Feyziyev:
Kıbrıs Türklerinin tarih boyunca yaşadığı tüm olaylar, dünya düzenindeki adaletsiz ve haksızlık yaklaşımının belirgin bir örneğidir. "Anlam Planı"na "Evet" demesine rağmen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni dışarıda bırakıp, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni Avrupa Birliği'ne üye yapmaları, bize Türk devletleri olarak sorunlarımızı kendimiz çözmemiz gerektiğini kanıtlıyor. Yani, uluslararası hukukun her zaman işlevini yerine getirmediği aşikardır.
Son 100 yıl içinde bağımsız Türk devleti olarak sadece Türkiye Cumhuriyeti vardı. Ancak Türkiye, Kuzey Kıbrıs'ın zor zamanlarında yanında olmuş ve varlığını korumuştur. Bugün Kuzey Kıbrıs'tan bahsediyorsak, bunu Türkiye Cumhuriyeti'ne borçluyuz. 1991'den sonra, yani Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte bizim için yeni imkanlar doğdu. Artık dünya haritasında 6 bağımsız Türk devleti var. Bu son 30 yıl, Sovyetler Birliği'nden ayrılan bu 5 Türk devletinin kendini tanıtması için yeterli oldu. Aynı zamanda bu 30 yılın sonunda Dağlık Karabağ sorunu da çözüldü. Şimdi çözülmesi gereken tek sorun, Kuzey Kıbrıs'ın bağımsızlığının tanınmasıdır; bu, 6 bağımsız Türk devleti için çözülmesi gereken bir meseledir. Kuzey Kıbrıs halkının köklü tarihine baktığımızda, Yunanların burada herhangi bir iddia sahibi olması asılsızdır.
6 Türk devleti, 6 Türk demektir ve bu 6 Türk devletinin BM'de 6 oyu vardır. Ancak, BM ve Güvenlik Konseyi'nin kabul ettiği bazı konular her zaman yardımcı olmuyor. Bilindiği gibi, BM'de Karabağ ile ilgili 4 karar vardı, ama BM bu kararları hayata geçiremedi. Azerbaycan kendi problemini kendisi çözebildi” ifadelerini kullandı.
BİRLİKTELİĞİMİZ EBEDİ OLACAKTIR
“Ebedi Birlik” Gençlik Kamu Birliği Başkanı Şahin Aliyev, projenin amacı ve Azerbaycan-Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki üçlü ortaklığın geliştirilmesi ve “3 Devlet, Tek Millet” sözünün önemi hakkında geniş bilgiler verdi.
“Ebedi Birlik” Gençlik Kamu Birliği KKTC Temsilcisi Serdar Şengül ise KKTC-nin tanınmasının Türk dünyası devletleri ve halklarının kalkınması açısından önemine değindi ve Türk dili konuşan ülkelerin dostluk, kardeşlik ve ittifak bağlarını güçlendirmek için çalışmaları gerektiğini vurguladı.
O sözlerinde düzenledikleri projenin amacının Azerbaycan-Türkiye-Kuzey Kıbrıs devletlerinin ortak faaliyetlerinden elde edilecek katkıları teşvik etmek, birlik ve eşitliğimizi güçlendirmek olduğunu söylediler.
Konuşmalarının ardından:
“Ben İskit soylu, Sak leyagetli, Hun soylu, Oğuz neslinden, Türk kökenli Türk'üm. Milletim türk, dilim türk dili, ülkem Turan, Vatanım Azerbaycandır. Ama ben sadece azerbaycanlı değilim. Ben tüm türk devletlerinin evladıyım!” - diyerek sonlandırmışdır.