Malum gündemimiz Pile-Yiğitler Yolu. Yaşananları hep birlikte izledik. Bizimle birlikte tüm dünyada izledi. Ve tepkiler görüntülerin izlenmesinden sonra çıkmaya başladı.
Başta ABD olmak üzere AB devletlerinin bir bölümü KKTC’yi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kınadı. Hatta BM bir kınama yazısı yayınlamak istedi Rusya engeline takıldı.
Dünya üzerinde bir satranç oynanıyor. Burada ABD ve Rusya, Çin, İngiltere ve AB ülkeleri oyun kurmaya çalışıyor.
Bundan 10 yıl öncesine kadar Türkiye adeta küçük ABD gibiydi. Sonra FETÖ olayları ortaya çıkınca Türkiye bir anda anti-ABD’ci oluverdi ve soluğu Rusya’nın yanında aldı.
Rusya düne kadar Kıbrıs Rum Kesimi’nin can kurtarıcısıydı. Öyle ki Güney Kıbrıs’ta Rusların siyasi partisi var, bankaları var, hatta kendi dillerinde yayın yapan radyo ve TV kanalları bile var.
Ancak AB’nin Rusya’ya ambargo uygulamaya başlaması ile birlikte Ruslar ile Rumların arası açılmaya başladı. Ruslar Güney’den Kuzey’e geçmeye başladı. Kuzey’de şuan pek çok yerde Ruslar yatırım yapıyor, mülk satın alıyor.
Bununla birlikle siyasi olarak Rusya’nın Lefkoşa’da konsolosluk hizmeti vermeye hazırlandığını biliyoruz. Yine aynı şekilde bir iki havayolu şirketi Moskova-Ercan uçuşları için görüşmeler yapıyor.
Hal böyle iken Pile yolu krizi patlak verdi ve Kıbrıs Türk Halkının yanında şimdilik Rusya ve Türkiye durdu. ABD ve AB üyesi ülkeler Rum kesiminin yanında saf tuttu.
Dünya üzerinde BM’ye üye olan ülke sayısı 193’dür.
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 2. bölümünün 4. maddesine göre: Birleşmiş Milletlerde üyelik, geçerli sözleşmeyi kabul edip örgütün kararına göre sözleşme maddelerini yerine getirecek durumda ve getirmeye hazır her barışsever millete açıktır.
Her başvuran ülkenin Birleşmiş Milletlere kabulü, Genel Kurul'un Güvenlik Konseyince verilmiş tavsiyeye uyarak karar vermesiyle olacaktır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2020 yılında İsrail'i kınadı, bu da dünyanın geri kalan ülkelerine kıyasla neredeyse üç katı oldu. 2020 yılında sadece İsrail’i 17 kez kınadı BM. Ama sonuçta aradan geçen 3 yılda hiçbir değişiklik olmadı İsrail-Filistin cephesinde.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararları bağlayıcı değildir, ancak dünya meselelerinde sembolik bir öneme sahiptir.
Bununla birlikte 1963’ten 1974’e kadar adada yüzlerce Kıbrıslı Türk, BM’nin gözünün önünde katledildi. Gidin bakın Muratağa-Sandallar orada, Taşkent burada.
1999 yılında Avrupa’nın tam ortasında Sırplar Kosova’da katliam yaptı. Üstelik BM’nin gözü önünde. Tıpkı Kıbrıs’ta olduğu gibi.
BM elbette önemlidir. BM kararları da. Ancak BM’nin her kararının doğru olduğunu, her kararının arkasında durduğunu, bugüne kadar söylemek mümkün değildir.
BM’nin KKTC’yi ve TC’yi kınaması falan da hikâyedir. Hiçbir sonuç getirmez. Getirmiş olsa sadece 2020 yılında 17 kez kınanan İsrail bugün Filistinlilere başka şekilde davranıyor olurdu.
BM bize kızacak diye Pile’deki Türklerin yıllardır çektiği zulme sesiz kalınmamalıdır. Pile’de yaşayanların çağırdığı 112 ambulansını bile köye sokmayanların artık bu eziyete bir dur dememin vakti gelmiştir.
Nasıl ki Pile’de yaşayan Rumlar elini kolunu sallayarak Pile’ye girip çıkıyorsa Türkler de aynı haklardan yararlanmalıdır. Pile-yiğitler yoluna sadece bu acıdan bakmak yerlidir kanımca.