KIBRIS

Cumhurbaşkanı Tatar, Konya’dan Kıbrıs’a Kültür Kervanı isimli etkinliğe katıldı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’a barışın 1974 yılında geldiğine işaret ederek, "Müktesebat haklarımızın teyidi ile müzakerelere başlayabiliriz. Federasyonla Türkiye’nin garantörlüğünün sona ermesi ve Türk askeri varlığının sonlandırılmasını kabul etmeyiz" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Tatar, İki devletin iş birliğine dayalı bir antlaşma istediklerine işaret ederek, iki devletin enerji ve doğal kaynaklar gibi birçok konuda iş birliği yapabileceğini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Konya Yazarlar Birliği'nin düzenlediği "Konya'dan Kıbrıs'a Kültür Kervanı" adlı etkinliğe katılarak konuşma yaptı. 

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Konya denilince akıllara Mevlana’nın fikirlerinin doğduğu ve fikirlerini geliştirdiği kutsal toprakların geldiğini söyledi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’ı fethettiğinde bin 600 ailenin Konya’dan gelip adaya yerleştiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, adaya 1974’ten sonra da yerleşenler olduğuna dikkat çekti.

Konya ve Anadolu’nun birçok bölgesinden yıllar içinde çeşitli nedenlerle ülkeye gelip yerleşenlerle, Kıbrıs Türkü’nün kaynaştığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, “Nüfusumuzu artırdık, devletimizi büyüttük ve yücelttik.” dedi.

-Kıbrıs Türkü Mehmetçik gelecek diye 11 yıl direndi 

Anadolu’yu havadan ve denizden kuşatıp, ikmal yollarını kısıtlamak için Kıbrıs’ın bir Helen adası yapılmak istendiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Barış Harekâtı olmasaydı, burası Gazze’den beter olacaktı. Kıbrıs Türkü’ne 1960’lı yıllardan itibaren çok sayıda saldırı ve katliamlar yapıldı. Kıbrıs Türkü, Mehmetçik gelecek diye 11 yıl direndi. Davanın buraya gelmesinde Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş ve dava arkadaşlarının payı büyüktür.” ifadelerini kullandı.

Etkinlik öncesinde Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü kutlamaları kapsamında ülkede bulunan Anadolu gemisini ziyaret ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Mavi ve Gök Vatan’ın önemine dikkat çekti.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 80 bin şehit vererek Venediklilerle 1 yıl süren savaşta adayı fethettiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, o dönemde adada Yunanlıların olmadığını, İngiltere’nin adayı kiralamasıyla Rumların etkisinin artırıldığını kaydetti.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 357 yıl kesintisiz adayı yönettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Lozan Antlaşmasıyla adanın tamamen İngiliz İdaresi’ne girmesiyle, vakıf mallarının talan edildiğini, sözleşmelere ve uluslararası hukuka aykırı uygulamalar yapıldığını vurguladı.

İngiliz Bayrağı altında yaşamak istemeyen Kıbrıs Türklerinin Anadolu’ya göç etmesi, Adaya Rum ve Yunanlıların getirilmesiyle, toprak oranı ve nüfusun Türklerin aleyhine geliştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde Kıbrıs Türklerinin yaşadığını ifade etti.

Gelişen iletişim kanalları ve teknolojiden yararlanarak dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Türk Milleti ile iletişim içinde olunması gerektiğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bizi birleştirici bir güçtür, Hepimiz tek yüreğiz.” diye konuştu.

Kimlik oluşturma üzerinden yapılan çalışmalar, ekonomik vaatler ve tuzaklarla Kıbrıs Türkü’nü kendi kültüründen uzaklaştırıp, anavatan Türkiye’den kopartmak istendiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Kültür ve sanatımızla, geleneklerimizi kimliğimizi ve maneviyatımızı kaybetmedik ve bir sonraki kuşağa aktardık. Türk milletinin ayrılmaz ve kopmaz bir parçasıyız.” dedi.

Eğitim kurumlarında ve sivil toplum örgütlerinde dünyanın her yerindeki Türklerle iletişimin artırılması gerektiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Entrikalara karşı direnip, güçlenmemiz lazım.” şeklinde konuştu. 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nda Lefkoşa’daki resmî geçit töreninde yaptığı, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti göz bebeğimizdir, bizden ayırmayız. Federasyon defteri kapanmıştır.’ sözlerine atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uygulanan haksız izolasyon, kısıtlama ve ambargolarla Kıbrıs Türkü’nün davasından vazgeçmesi için uğraşıyorlar. Kıbrıs’a barış 1974 yılında geldi. Müktesebat haklarımızın teyidi ile müzakerelere başlayabiliriz. Federasyonla Türkiye’nin garantörlüğünün sona ermesi ve Türk askeri varlığının sonlandırılmasını kabul etmeyiz. İki devletin iş birliğine dayalı bir antlaşma istiyoruz. İki devlet enerji ve doğal kaynaklar gibi birçok konuda iş birliği yapabilir.”