Doğu Akdeniz’de Ne Kadar Doğalgaz Var?
Doğu Akdeniz’in hangi ülkeleri kapsadığı konusunda farklı görüşler mevcuttur. Genel olarak Doğu Akdeniz bölgesi demekle Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Mısır, Libya, KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimini barındıran bölge kast edilmektedir. Bazen bu tanıma Yunanistan ve hatta Ürdün de dahil edilmektedir fakat Ürdün ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de kıyısı da yok hakkı da yok.
ABD'deki piyasa analistleri Doğu Akdeniz’de toplamda teknik olarak çıkarılması mümkün fakat henüz keşfedilmemiş 10 trilyon metreküpten fazla doğal gaz olduğu ve parasal değerini kabaca $10 Trilyon dolar, Libya MEB'inde ise $30 trilyon dolar esdeğerde petrol olduğunu tahmin etmektedirler.
Henüz keşfedilmeyi bekleyen petrol ve gaz potansiyeli konusunda son derece iyimser beklentiler, gelecek 10 yılda havzada bir çok doğal gaz sahasının keşfedilmesi, hatta bunların bazılarının dünya klasmanında olması, devrim yaratan Zohr sahasına benzer jeolojik yapıları hedefleyen sondajların artması, bölge ülkelerinden Güney Kıbrıs, Mısır, İsrail ve Lübnan'ın çekici yatırım koşullarıyla açtıkları uluslararası petrol ve gaz arama ihalelerinin çoğalması ile birleşince Doğu Akdeniz uluslararası ilgi odağı hale gelmiştir.
Doğu Akdeniz’de Doğal Gaz’dan Başka Enerji Kaynakları Var
Gaz hidratlar açısından Türkiye Denizleri, Ege Denizi haricinde oldukça yüksek potansiyel sunmaktadır. Öte yandan, başta Karadeniz olmak üzere Doğu Akdeniz ve Marmara Denizi, gaz hidrat oluşumu açısından dünyadaki önemli alanlar arasında yer almaktadır. Bilhassa, Karadeniz’ in anoksik bir havza olması ve 150 m su derinliğinin altında oksijen bulunmayışı, hidrokarbon üretimi açısından gereken organik malzemenin ve organik malzemeden türeyen gazların çok iyi korunmasını beraberinde getirmektedir. Doğu Akdeniz’ in Türkiye kıyıları henüz gaz hidrat araştırmaları açısından oldukça el değmemiş alanlar olsa da, bu alanın kıta kenarları da gaz hidrat oluşumuna oldukça elverişlidir.
Doğu Akdeniz’in gaz potansiyeli sadece konvensiyonel gaz kaynakları ile sınırlı değildir. Örneğin gaz hidratları. Mesela, Girit adasının güneyinin, Meis adasının güneyinin, Finike Havzası ve Antalya Havzasında da gaz hidratları açısından yüksek potansiyele sahip olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur.
Gaz hidratlar düşük sıcaklık ve yüksek basınç (termo-barik) koşulları altında oluşabilen buz görünümlü kristalin katılardır. Bu yapılar, uygun termo-barik koşullar sağlandığında su moleküllerinin düşük molekül ağırlığındaki gaz moleküllerini hapsetmesiyle oluşur.
Son 30 yılı aşkın süredir gaz hidratların denizel tortullarda da oluşabildiği bilinmektedir. Doğada gaz hidratlar baskın olarak Metan gazını içerdiklerinden dolayı “Metan Hidrat” ya da “Doğal Gaz Hidrat” adıyla da anılmaktadır. Gaz hidratlar, ağırlıklı olarak metanın (doğal gazın) etrafının su molekülleri tarafından bir kafes biçiminde sarmaladığı buza benzeyen kristal katılardır. En yaygın hidrat oluşturan gaz metandır.
Metan hidrat yüksek basınç ve düşük sıcaklıkta metan gazının bir nevi buz içine hapsedilmiş halidir. Hapsedilen metan gazı yeryüzünün derinliklerinde bulunan metan stoklarının veya deniz diplerinde oluşan tortullar ile beslenen bakterilerin çıkardıkları gazdır. Okyanus tabanının altındaki çökeltilerde ve karada permafrost altında bulunurlar. Katı haldeki 1 m3 gaz hidrat gaz haline geçtiği zaman 164 m3 yani kendi hacminden 164 kat daha büyük hacimdeki doğal gaz elde edilebilir.
Doğu Akdeniz’ de gösterilen potansiyel alanlarla alakalı bilinmesi gereken diğer bir durum ise geçmiş yıllarda Türkiye ve diğer ülkelerin iştiraki ile muhtelif konularda bilimsel araştırma projelerinin gerçekleştirildiğidir ve bu araştırmalar neticesinde elde edilen veri grupları gelecekte gerçekleştirilecek gaz hidrat AR-GE projelerine temel oluşturabilir.
Gaz hidratlar doğada oluşurken tortul ortamların gözeneklerini doldurdukları için gözenek çimentosu halini almaktadır ve içinde oluştukları tortul istifleri petrol aramacılığı açısından önemli sayılabilecek örtü kayaç haline getirmektedir. Bu sebeple gaz hidrat içeren tortulların altında yer alan istifler serbest gazların biriktiği rezervuarlar halini almaktadır.
Gaz hidratların temel bileşeni metan gazıdır. Metan gazı okyanusun derinliklerinde ve buzların içinde birikir. Binlerce yıl sonra bu biriken gaz, birçok organik maddenin çözünmesi ile yanıcı özelliğini arttırır. Suyun aşırı soğukluğu ve yoğunluğu sebebiyle yüksek bir basınç oluşur. Bu sayede "Gaz hidratlar" açığa çıkar. Açığa çıkan bu gazlar, buzların büyük kafeslerinde birikir. Bu buz kütleleri içerisinde odacıklar halinde yanıcı gazlar birikmiştir. Bu gazlar çıkarılır ve büyük oranda yakıt gazı elde edilir. Ayrıca bu enerji ile fabrikalar da işletilebilir ve konutlar ısıtılabilir. Buzun içinde bulunan, potansiyel gaz yakıtı çeşitli gaz hidratlarıyla zenginleştirilir ve doğalgaz kadar yanıcı bir gaz elde edilir. Bu çıkarılan gaza da "Gaz hidrat" adı verilmektedir.
Gaz hidrat nasıl çıkarılır?
Gaz hidratın nasıl çıkartılıp bir enerji kaynağı olarak üretiminin yapılması üzerinde uzun yıllardır çalışmalar yapılmaktadır. Metan gazının hidrat rezervlerinden nasıl üretileceği net olarak belirlenmiş değildir. Önerilen yollardan biri hidrat rezervinin altında yer alan doğalgaz rezervine bir sondaj kuyusu açmaktır. Rezervuardan gaz alındıkça üstte kalan hidratın bir kısmı bozulacak ve daha fazla metan gazı ortama salınmış olacaktır. Ayrıca doğrudan hidrat tabakasına açılacak bir sondaj kuyusu da basınç düşmesine neden olacağından bu yöntemle de metan elde edilebilmektedir. Bunlardan başka eğer iki kuyu açılması tercih edilir ise, birinci kuyudan buhar, sıcak su veya antifiriz malzeme gönderilerek hidrat tabakasının erimesi ve metan gazının da ikinci kuyudan alınması mümkün olabilir. En çok işe yarayacağı düşünülen yöntemlerden biri de basınçsızlaştırma, yani hidrat kaynaklarının üzerindeki basıncı azaltarak metan gazı elde etmektir. Diğer bir yöntem ise gaz etrafındaki su molekülleri kafesini kırmak için karbondioksit enjekte edilmesidir.
SONUÇ OLARAK, Doğu Akdeniz'de Doğal gaz ile denklik miktarına bakacak olursak Karadeniz’de bulunan rezervlerin Türkiye’nin yaklaşık olarak 270 yıllık gaz ihtiyacını karşılayabileceği sonucu çıkartılabilir. Doğu Akdeniz’de ise bunun 2 katı rezerv olduğu düşünülen doğalgaz ve gaz hidrat yatakları var. Lakin, Sondaj yapılmaksızın kağıt üzerinde gaz varlığı pek bir şey ifade etmez. Kuyu açılarak yapılan keşif ise ancak rezervin üretime kanalize edilmesiyle anlam kazanır. Bu da bulunan rezervin ekonomik ve teknik olarak çıkarılmaya müsait olmasına, sahanın beklenen net finansal getirisinin doyuruculuğuna, üretime geçiş aşamasına geçmek için yapılacak saha geliştirme maliyetine ve bunun finansmanına, üretilen miktarı yurt içi ve dışı pazarlara ulaştırabilmek için gerekli alt yapı ve taşıma olanaklarına, üretilen petrol veya gazın satış fiyatına, politik atmosfere, enerji ve finans politikaları düzenlemenin güvenliğine ve benzeri etmenlere bağlıdır.