Gelinen son aşamada herhalde bu sorunun yanıtı “kesinlikle evet” olmuştur.
Konunun en sıkıntılı yanı, siyasetin konusu olmasıdır.
Ne yazık ki henüz bu konuyu ehil kişilerce, ekonomi ve finans uzmanlarınca konuşmay başlamadık.
Umarım başlarız.
Sadece siyasi bir söylem olmaktan ileriye gitmesi lazım.
Şu an kullanılan para birimi olan Türk Lirası ile devam etmek elbette mümkündür.
Bugünkü durumun ilelebet böyle gitmeyeceğini hepimiz çok iyi bilmekteyiz.
Türkiye’nin ekonomi yönetiminin bugünkü krizin de altından kalkacağı kesindir.
Ama mesele sadece cebimizdeki paranın değeri meselesi değildir.
Global ekonomiye dahil olma en temel hedefimiz olmalıdır.
Şu bir gerçektir ki, aşılması çok kolay olmayan siyasi engeller var önümüzde.
Ama diğer yandan, ekonomik engelleri aşabilmek o kadar da zor değil.
Çünkü ekonomi ve siyaset ayrı kültürlerin eseridir.
Ancak şöyle de bir durum var ki, eskiden siyasetin yönettiği ekonomi artık ipleri ele geçirmiştir ve yeni dünyamızda ekonomi siyasete hükmeder bir hale gelmiştir.
Siyasi hedefler ekonomik hedeflere göre belirlenmektedir.
Bu temel gerçek üzerinde hareket etmeliyiz.
Türkiye’nin de gelecek hedefleri arasında nutlaka Euro Bölgesi’ne dahil olmak vardır.
Ekonomik entegrasyon için ortak para birimi her zaman avantajdır.
Türkiye’de ekonomik gücünü geliştirirken bu avantajdan mahrum kalmak istemeyecektir.
Yarın Türkiye Euro’ya geçiş konuışmaya başladığında bu duruma hazır olabilmek adına bugünden hazırlıklara başlayalım.
Para birimi bu ülkede artık bir tabu olmaktan çıkmalıdır.
Avrupa Birliği ile bu konunun üst düzeyde ele alınması mutlaka olumlu sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Sonuç olarak, hepimizin yaşantısını hem bugünden hem de yarınlar açısından doğrudan etkileyecek bir konuyu artık siyasi söylem olmaktan çıkaralım.
Konuyu uzmanlarına bırakalım.
Onlar konuşsunlar.
Daha doğrusu, onlar söylesin bizler de yapalım..