Bir dünya kupası daha geride kaldı.
Öncekiler kadar zevk vermeyen bir turnuva izledik bu sefer.
Dünyada başlamış olan liglere verilen arada yapıldı bu sefer.
O nedenle de çok fazla havasına giremedik.
Sonuçta Dünya Kupası, alıştığımız üzere, açık havada, güzel bir yaz gecesinde izlemenin keyfi bir başka.
Pandeminin bize giderayak attığı bir kazık da bu oldu.
Sonuçta bir Dünya Kupası izledik.
Çok güzel maçlar oldu.
Sürprizler de gördük, hayal kırıklıkları da yaşadık.
Son Dünya Kupası’na katılan yıldızları da gördük.
Örneğin Ronaldo…
Portekizli yıldız son turnuvasında kupaya uzanmak istedi.
Ama olmadı.
Kısmet değilmiş.
Kim bilir, belki de teknik direktör olarak bu hayalini gerçekleştirir.
Ronaldo bize ne zaman bırakmayı bilmek gerektiğini gösterdi.
Kariyerini doğru hedeflerle planlayan yıldız futbolcu bu dersi de bize vererek gitti.
Keşke herkes ondan ders alsa.
En başta da siyasiler.
Dünya Kupası bitti.
Ama bizim seçim hala bitmedi.
Daha bir haftası var.
İlginç sonuçlar çıkacak.
Ama kimse kaybetmeyecek.
Daha doğrusu kimse kaybettiğini kabul etmeyecek.
Oysa siyaset de aynı futbol gibidir.
Yıldız olursun, zirveye çıkarsın.
Ama bir zaman gelir, artık bırakman gerekir.
Jübile yapmak zamanın gelir.
Zamanı gelince bırakmalısın.
Bırakmazsan hem kendini rezil edersin hem de seni destekleyenleri üzersin.
Umarım hafta sonu yapılacak seçimde jübile zamanı gelen siyasiler mesajı doğru okurlar.
Yoksa işin sonunda rezil olacaklar...