Dünya 3. Dünya savaşını, küreselleşmeyi ve iklim değişikliğinin sonuçlarını tartışa dursun KKTC’de “Gündem” dediğimiz konular “dedikodulardan” ibaret.
1873'te II Abdülhamit döneminde Kıbrıs'a sürgün edilerek, Mağusa'da 38 ay geçiren Namık Kemal, Kıbrıs'ın sivrisinek ve dedikodusunun meşhur olduğunu ifade etmişti.
Aradan 151 yıl geçmesine karşın değişen hiçbir şey olmaması ne tuhaf değil mi?
Bugün kimse ülkenin yönetimsel zafiyetlerini veya çözümü çok basit olmasına karşın bir türlü çözülemeyen sorunlarını konuşmuyor.
Sorunların konuşulmaması iktidarın işine gelse de tuhaf olan muhalefetin de bu konuda bir adım atma isteğinin olmamasıdır.
Örneğin Lefkoşa-Girne yolunda Boğazköy’de her gün sabah ve akşam trafik felç oluyor. Saatlerce araçlar kuyrukta bekliyor. Gönyeli’den gelip Girne veya Lefkoşa istikametine gidecek olanlar yola cambazlık yapıp çıkmak zorunda kalıyor.
Ama ne hikmetse her gün binlerce kişinin şahit olduğu bu soruna ne iktidardan bir çözüm önerisi var nede muhalefetten.
Ülkenin gündemini dedikodular bekliyorlar.
Son dedikodu bombasını Kudret Hoca attı ortaya. Gazimağusa limanında bir araç içerisinde milyonlarca sterlin ele geçirilmiş.
Hoca, bunu sosyal medya attığı andan itibaren telefonlarımız kilitlendi adeta. Herkes bu milyonlarca sterlinin kime ait olduğunu bulmaya çalışıyor.
Arayanlar “sen kesin biliyorsundur” diyor. Gülsem mi? ağlasam mı?
İşi gücü bıraktık milyon sterlinlerin peşine düştük. Sarıldık telefona başladık sağı solu yoklamaya. Meğerse bir ihbardan ibaretmiş tüm olay.
Ama memleket yıkıldı. Günlerdir bunun dedikodusu yapılıyor. İsimler ortalıkta dönüyor. Olmayan paralar ile olmayacak hayaller kuruluyor memlekette.
151 yıl önce sürgünde bu ülkenin o günkü sorunlarını dile getiren Namık Kemal’den yaklaşık 2500 yıl öncesinden Platon demiş ki;
"Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır.
Eğer bu sağlanamazsa, demokrasi, otokrasiye geçebilir.
Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsa başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse, oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar."