DİLAN GÖLBAŞI / ÖZEL HABER
Halkseven, ‘’Benim üreticim patatesten 65 Türk Lirası ödenirken ve benim tüketicimde 130-140 Türk Liraları civarında patatesi alırken bu arada farkı birilerinin denetlenmesi gerekiyor. Bu arada ki farkı kimler yiyor? Üreticiye 65 Türk Lirasından, Tüketiciye ise 130 Türk Lirasından yansıyor ve aradaki fark 50 Türk Lirası! Peki, oturduğu yerden kim yer bu paraları soruyorum size... bu yüksek kâr marjını yiyen kimdir? Ben tüm yetkilileri göreve çağırıyorum. Bu denetimlerin yapılması gerekiyor. Tabi onlarında cevabı ‘serbest piyasa ekonomisi’ olacaktır. Patates, özel tüketim maddesi olarak yasadan çıkarılmasaydı eğer bugün bu sıkıntılar yaşanmayacaktı. ‘’ ifadelerini kullandı.
Halkseven,’’ Geçen yıl hasat zamanında sıcaklıklar bir anda yükseldi ve yerli ürünün kaynamasına sebep oldu. Hem tarlada çürüme oldu hem de tüccarların depolarında çürüme oldu. Yaklaşık yüzde 30 civarında ürün kaybına neden oldu. Bu sebepten dolayı bugün ki sıkıntıları yaşıyoruz. Ama aşılmayacak bir durum değildir. Şimdi 3-5 üreticimiz hasada başladı. Bunun akabinde hasat sırasında da diğer üreticilerimiz arkasından hasada başlıyor. Tahminim de yaklaşık 20 gün sonra patatesimiz olacak. Girdi maliyetlerimizde yüzde 18’lerden yüzde 60’lara çıktı. Gelelim ki fiyatlara baktığımızda fiyatlar yüksektir. Erken patates sökümüne girdiğimizde üretici yüzde 40-50 civarı ürün kaybediyor. Çünkü daha o ürün yetişmemiş oluyor ve alacağı tonajı, verimi alamamış oluyor. Şimdi bizim bugün marketlere 80 Türk Lirası ve üreticimize verdiğimiz fiyat ise 65 Türk Lirasıdır. Marketlerde görüyoruz ki 130-140 Türk Lirası’ndan satılıyor. Bana göre, 100 Türk Lirası üzeri satılan patatesler haksız kazançtır. TÜK ile yaptığımız istişareler neticesinde belli bir tonaj sofralık patates olarak yurtdışından gelmesini bekliyoruz. Onun fiyatı biraz düşük olacak ama tabi ki kalitesi bir ‘’Kıbrıs Patatesi’’ gibi olamaz. Ama bir alternatif olarak sunulacak.’’ dedi.
Halkseven, ‘’Pandemi dönemde ve 2 yıl boyunca siyasilerle, bürokratlarla, tüccarlarla, üreticilerle oturup Hal yasasının bütün detaylarını görüştük. Fakat 20 ay geçmesine rağmen hala daha bir icraat yoktur. Hal yasası geçerse alınan ürünün bedeli belli olacak. Gel gelelim ki hükümetin kendi iç hesaplaşmalarının bitmemesinden dolayı bu bürokrasiden ne bekleyebiliriz ki. Sanırsam da Hal yasasına bugün başlansa bile 4-5 senede bitmez. Onun içindir ki hüsranları yine yaşayacağız her zaman yaşadığımız gibi...‘’ dedi.
Halkseven, ‘’Şu an patatesimizi tescillemeye çalışıyoruz. Rum tarafında bir müracaatımız var özellikle ‘’Kıbrıs Patatesi’’ olarak tescillesinler diye hatta geçen hafta konuyla ilgili müracaatlarımız yaptık. Hep söylerim ve övünürüm, bizim patatesimiz kırmızı toprakta yetişen ‘’Kıbrıs Patatesi’’ dünya çapında bir rehavet vardır. Buda bizim için gurur vericidir. Bu bizim bulunduğumuz coğrafyanın şansıdır. İhracat konusuna geldiğimizde ise su sıkıntılarından dolayı 90’li yıllarda yaptığımız ihracatı bugün yapamıyoruz. İç piyasa ve sanayi patatesi dediğimiz tonaj kadar üretebiliyoruz ve bu da yıldan yıla kırmızı köy dediğimiz bölgelerde sular azaldığından çoğu üreticimizde üretimden kopmaya başladı. Türkiye’den gelen suyu çok talep ettik. Fakat bir netice alamadık hala daha gündeme getiriyoruz ve talep ediyoruz. İnşallah yetkili kişiler sesimiz duyar ve yardımcı olur. Orta Mesarya’ya kadar suyun geleceğini duyduk ve DSİ, Tarım Bakanlığı ve Büyükelçiyle yaptığımız görüşmeler neticesinde olumlu sonuç alamadık. Bunlar bizi üzüyor ve günden güne arazilerimiz çoraklaşıyor. Bu kadar değerli arazilere yazık günahtır. ‘’ dedi.