İsmail Arter, tombaladan seçildi.
Dönem konjonktürü idi.
İlk dönem haybeden kazandı.
İkinci dönem mecburiyetten.
Oy verenler bin pişman.
Ne destekleyen seçmenler.
Ne destekleyen partiler.
Ne de Gazimağusa’lı.
Bir tanesi bile onaylamıyor Arter’i.
Hoş zaten aday olması akıl işi değil.
Kazanması ise mucize.
*****
Velakin belli ki aday olmak istiyor.
Yok Ünal Üstel bunu demiş, onu demiş!
Neden ısrarcı?
Bir de “ma zaten UBP’li değilim ya!” diyor.
Battıkça batıyor.
Ama hırs işte.
Büyük olasılık yine konjonktürden medet umuyor.
UBP’de yaşanan Başbakan değişimleri.
Üstel’in oturur oturmaz karşılaştığı sorunlar.
Kurultaylar, atamalar gibi sebepler.
Ancak bunlar bahane olmalı mı?
Hayır ama Arter, aradan sıyrılma derdine düştü.
Sanki alternatifmiş gibi.
Sanki 8 senede 80 iş yapmış gibi.
Birileri demeli artık.
Naptın ki o makamı hakedecek?
Ha, insan kaybedeceğini bilerek yarışa girer mi?
Eh, bazan egolar yenik düşer.
Bazen, yanarsam, sizi de yakarım denilebilir.
*****
Arter kısaca yapamadı.
Basitçe yönetemedi.
Verilen bonkör avansı hoyratça harcadı.
Ve gün sonunda adaylığa bile layık görülmedi.
Mis gibi Gazimağusa’nın haline bakınız.
Kasasını filan söylemedim daha.
Belediyenin battığını kargalar biliyor.
O zaman Arter neden aday yapılsındı ki?
Ama işte Arter, bu olanları anlamamış.
Bu saatten sonra seçilmeyeceğini de biliyor.
Belli ki tek hedefi intikam.
Tek hedefi UBP’ye seçim kaybettirmek.
Ha, bunu da başarır mı bilinmez.
Ama bu bir akıl tutulması.
Net…!
Başka da bir izahı yok.