İsrail'in Türkiye ile Anlaşması KKTC'nin tanınmasına vesile olabilir

Abone Ol

Türkiye ve İsrail karşılıklı olarak büyükelçi atama kararı aldı.

İsrail Başbakanı Yair Lapid ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmenin ardından, İsrail ve Türkiye tam diplomatik ilişkileri yeniden kurdu.

İsrail'de yeni hükümetin kurulması ve Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden karşılıklı olarak en üst düzeye çıkarılması kararı çerçevesinde, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tel Aviv'e büyükelçi atama kararı aldıklarını açıkladı.

Isaac Herzog'un Cumhurbaşkanı seçilmesiyle İsrail'le bir diyalog süreci başladığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Herzog'un Türkiye ziyareti ve daha sonra benim İsrail ziyaretim, Başbakan ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in Ankara ziyareti ile süreç devam etti" dedi.

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ise, "Türkiye ile tam diplomatik ilişkilerin yenilenmesini takdir ediyorum. Geçtiğimiz yıl öncülük ettiğimiz ve daha fazla ekonomik ilişkileri, karşılıklı turizmi, İsrail ve Türk halkları arasındaki dostluğu teşvik edecek önemli bir gelişmedir" dedi.

Hemen Ukrayna-Rusya krizinin başlangıcında İsrail Cumhurbaşkanı Türkiye'ye gelmiştir ve durum hakikaten enteresan olmuştur.

Doğal gazın Avrupa'ya ulaştırılması hakkında geldiği izlenimi hakimdir. Ama Türkiye'nin durumu kazanca çevirmesi gereken bir durum var ve Türkiye bu gibi durumlarda stratejik bir plan yapmalı.

Avrupa'da ortaya çıkan doğal gaz sorununa alternatif arayışlarında Türkiye-KKTC-İsrail seçeneği, İsrail'in Türkiye ile anlaşması ile birlikte Akdeniz'de jeopolitik  denklemi ve  doğal gaz toptan satış piyasasını derinden sarsacaktır.

Doğu Akdeniz'de Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme adımlarına paralel olarak İsrail'le yeni bir dönem başlıyor.

İsrail ile Türkiye arasındaki boru hattı projesine KKTC’nin de dahil edilmesi gündemde.

İsrail ile Türkiye arasındaki doğalgaz boru hattı KKTC’yi tanıtacak.

İsrail doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınması konusunda anlaşma sağlanırsa KKTC ve Türkiye'nin kazanımları ne olur?

İsrail ile Türkiye üzerinden Akdeniz gazının Avrupa'ya pazarlanması bugünkü "piyasa şartlarında" İsrail doğal gazı birçok gazdan daha uygun fiyatlara alınabilir.

İsrail'le yapılması muhtemel bir anlaşma, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin elini daha da güçlendirir.

Türkiye ile İsrail Akdeniz gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya pazarlanması hususunda yeni sayfa açmaya hazırlanıyorlar.

Doğu Akdeniz'de Türkiye, KKTC ve İsrail'siz bir denklem mümkün değildir. Bunu, öncelikle, Türkiye'mizin menfaati için düşünelim.

Türkiye Doğu Akdeniz'de bir an önce bölgedeki menfaatlerini korumak için Lübnan, İsrail ve Mısır ile antlaşma yapmışçasına Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan etmelidir.

İsrail, Türkiye’nin Deniz Ötesinde Komşusudur

Türkiye ile İsrail Arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Uluslararası Hukuka Uygun Olarak Sınırlandırılması: Pragmatik bir kazan-kazan.

Türkiye ve İsrail, Doğu Akdeniz'in iki kıta anakara kıyı devletidir.

İki ülkenin birbirine zıt kıyı şeridine sahip olduğu görülebilir.

Birbirlerine bakan kıyılarının ışığında, çapraz çizgiler uygulandığında, Türkiye ile Libya'nın deniz sınırını paylaşması gibi, Türkiye ve İsrail'in de deniz sınırını paylaştığı ortaya çıkıyor. 

Türkiye ile İsrail'in paylaştığı bu sınıra göre, orantılılık, denizde kara hakimiyeti, tecavüz etmeme ve hakkaniyet ilkelerine uygun olarak ve deniz yetki alanlarını sınırlandırmak için çapraz çizgiler kullanmak Türkiye ve İsrail için birbirleriyle sınırlandırma anlaşması yapmak hukuka uygun ve mümkündür.

İsrail, Kıbrıs Rum Yönetimi yerine Türkiye ile bir sınırlandırma anlaşması imzalarsa, 16.000 km2'ye kadar daha fazla deniz yetki alanı elde edecek.

İsrail ile Türkiye arasındaki doğalgaz boru hattı projesine KKTC’nin dahil edilmesi gündemde. İsrailli uzmanlar, "bu gazın Avrupa’ya nakil işleminde KKTC ve Türkiye üzerinden en ekonomik hat olduğu, Türkiye jeostrateik konumu ile enerji piyasasında önemli bir merkezi yere sahip olduğu,  Türkiye ve İsrail’in enerji alanında yapacağı ikili anlaşma ile Doğu Akdeniz gazı Avrupa’ya kolaylıkla taşınabileceği ve Türkiye üzerinden taşınan gazın daha ucuz maliyete, yüksek güvenlik avantajı sağlayacağı ve İsrail ile Türkiye anlaşması durumunda bu hat KKTC’nin tanınmasına vesile olacacağını" ifade ettiler.

Doğu Akdeniz bir gaz merkezi. Türkiye, burada pazar ve tedarikçi arasında bulunuyor.

Bu noktada Türkiye'nin kritik bir jeo-stratejik siyaseti var.

İsrail'in Türkiye’ye ihtiyacı var.

Türkiye'de faal olan boru hatlarına bağlanıp İsrail'in doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya satmak en ekonomik çözüm yoludur.

İsrail’in mevcut havzalardan, Doğal Gaz kaynaklarını ekonomik değere çevirebilmesi için EASTMED Boru Hattı gibi maliyeti çok yüksek ve teknolojik olarak imkansız olan irrasyonel projelere değil, Türkiye üzerinden gidecek hat gibi uygulanabilir ve ekonomik projelere ihtiyacı var.

Açık bir şekilde, İsrail Türkiye'nin ihracat rotasının bir parçası olmasını istiyor ve bu yapıyı nasıl kapsamlı bir yapı haline dönüştürebilir ve nasıl iş birliği geliştirilebilir konusu konuşulacak ana konulardan olacağı da bilinmektedir. 

Eğer İsrail ile ilişkilerin onarılmasına paralel olarak Türkiye ve Mısır da ilişkilerini düzeltme konusunda başarılı olursa, kazan-kazan formülüne dayalı yeni yolların açılması söz konusu olabilir. 

Doğu Akdeniz dogal gaz kaynakları, aslında AB'nin Rusya'dan gaz tedarikine bağımlılığında KISA VADEDE çözümün bir parçası olabilir.

Doğrudan bir politika, yerel enerji talebini karşılamak, yerel enerji karışımındaki petrolün yerini almak, gazdan daha fazla elektrik üretmek ve dolayısıyla ithal petrol ve kömüre olan bağımlılığı azaltmaktır.

Ayrıca, birkaç yıl içinde bu ülkeler, fazla gazı daha iyi fiyatlara getirebilecekleri pazarlara ihraç etme olanağına sahip olacaklar.

İhracatçı olarak, hem rotaları hem de kaynakları çeşitlendirmek açısından Avrupa gaz arz güvenliğine de katkıda bulunabileceklerdir.

Ancak keşfedilen rezervlerin iç ve dış pazarlara zamanında ulaşıp ulaşamayacağı sorusu dikkatli bir inceleme gerektirmektedir.

İç talebin karşılanması ve ihracat fazlası yaratılması, keşfedilen alanların geliştirilmesini yani rezervlerin üretim kapasitesine dönüştürülmesini gerektirmektedir.

Şirketler, ancak keşiflerini uygun bir getiri oranıyla ticarileştirme yeteneğini öngördükleri takdirde, maliyetli keşif ve saha geliştirme çalışmaları yürüteceklerdir.

Bu anlamda, çok şey bölgenin güvenliğine, ülkelerin istikrarına ve siyasi atmosfere, doğal gaz birikimlerinin toplam üretim maliyetine, hükümetlerin iç piyasada isteyecekleri gaz fiyatlarına ve ülkelerin düzenleyici, maliye ve gaz politikaları iç piyasada talep edeceği gaz fiyatlarına bağlı olacaktır.

Güzergahın teknik olarak Kıbrıs adasının doğusundan geçeceği aşikardır. Kıbrıs adasının doğusundan geçerken mutlaka Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin deniz yetki alanlarından geçirilecektir.

KKTC'nin deniz yetki alanlarından geçirilmesi durumunda Türkiye İsrail'e bakın engelleme değil, "KKTC'den izin alınız" dememiz lazım.

Bu kazan kazan meselesi ise Türkiye' ve KKTC'de kendi isteklerini kabul ettirmelidir.

Bu istek çok basit, aşırı bir şey değil.

Bu izin talebi bugüne kadar savuna geldiğimiz iki devletli çözüm, KKTC'nin bağımsız bir devlet olmasının tanınması anlamına gelir.

Konum teorisi ve ekonomik rasyonalitenin her ikisi de bir şey söylüyor: Leviathan ve diğer tüm alanlardan gelen Doğal Gaz  boru hatları er ya da geç Türkiye üzerinden pazarlanacak ve paraya çevrilecek.

Birim maliyeti pahalı projelerin ve hatta ABD'den gelmesi muhtemel Doğal Gaz bedelini AB ülkeleri ödeyemez.

Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunacak gaz rezervleri(tahmini olarak 10$ trilyon dolar değerinde) ve bu gazı önümüzdeki dönemde Avrupa’ya TANAP üzerinden taşıyacak, Avrupa için Rus gazına bir alternatif oluşturabilme potansiyeline sahip.

Bu nedenle, Rusya, Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz projelerine dahil olarak, kıyıdaş ülkeler ile ikili ilişkiler geliştirerek, bu denklemi kendi menfaatleri doğrultusunda şekillendirmeye çalışıyor.

Rusya, İsrail ile iş birliğini geliştirerek Tamar ve Leviathan sahalarındaki gazın bir kısmını LNG olarak Avrupa yerine, Doğu Asya pazarına satmayı planlıyor fakat İsrail buna henüz olur demedi.

Son günlerde ABD destekli Türkiye ile İsrail Akdeniz gazının Türkiye üzerinden daha ucuz maliyetli olanaklarla Avrupa'ya pazarlanması hususunda yeni sayfa açmaya hazırlanıyorlar.

Türkiye buarada dengeleri kendi lehine değiştirmek için harekete geçti.

 

Türkiye ile İsrail Arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması, İsrail’in KKTC'yi tanımasına vesile olur mu?

Avrupa’ya nakil işleminde KKTC ve Türkiye jeostrateik konumu ile en ekonomik hat. Türkiye enerji piyasasında önemli bir merkezi yere sahip.

Türkiye ve İsrail’in yapacağı ikili anlaşma ile Doğu Akdeniz gazı Avrupa’ya güvenli olarak kolaylıkla taşınabilecek.

Bu güzergah mutlaka kıyı boyunca KKTC sularından geçirilecek.

İsrail, KKTC makamlarından deniz dibinden gaz borularını döşeme lisans izni almak için müracaat edilecek ve bu hamle de KKTC'nin tanınmasına vesile olabilir.

KKTC bu tarihi FIRSATI yakalarsa, kullanmasını bilmelidir.

İsrail gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya pazarlanması hususunda İsrail'le yapılması muhtemel bir anlaşmada bu hat GKRY sularından geçmeyecek.

KKTC'nin yetki alanındaki sularından geçecek. 

GKRY'nin hiç bir hakkı yoktur ve bu hattın KKTC sularından geçmesini engelleyemez.

İsrail, Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) izini, boru hattının çevre analizinin yapılması, KKTC makamları tarafından analizin onaylanması, hat için lisans verilmesi gibi konularda mutlaka ve mutlaka müracaat etmek zorundadır.

Bu hat için lisans verilmesi gibi konularda KKTC makamlarına müracaat etmek demek TANIMAK demek veya TANINMAYA ADAY demektir.

Dip Not - Deniz Tabanı Araştırmaları yapılmış olup, 2/3 milyar dolara 9 ayda proje biter.

İsrail-Türkiye arası 550 kilometre

su derinligi yer yer 1300/1400 metre

taşıma kapasitesi 10 Milyar m3 / YILDA

Boru hattı deniz kısımları 24”/32” arasında olacak  şekilde dizayn edilmiştir.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, 79 (1). maddesinde, tüm devletlerin kıta sahanlığında denizaltı kabloları ve boru hatları döşeme yetkisi verse bile, bu tür boru hatlarının döşenmesi ile ilgili hattın madde 79 (3)’e göre ilgili kıta sahanlığı olan kıyı devletinin iznine tabi olduğu net olarak belirtilmektedir.