İZOLASYONLAR TANINMA ÖNCESİ KALKACAK

Abone Ol

İZOLASYONLAR TANINMA ÖNCESİ KALKACAK

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ile hem tanışma hem de röportaj yapma fırsatı yakaladım dün.

TRT temsilcisi sevgili dostum Sefa Karahasan ile birlikte sorular yönelttik kendisine.

Büyükelçi Feyzioğlu, Sefa’nın Maraş’a ilişkin sorusunu yanıtlarken, “Kıbrıs Türklerinin yıllardır üçüncü ülkeler tarafından haksız ve uluslararası hukuka da aykırı izolasyonlara maruz kaldığını” anımsattı.

Ben de kendisine bu konuyu sordum.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihi nitelikteki tanınma çağrısı ile girilen yeni süreçte elbette izolasyonlar da ayrı bir başlık olacaktır.

Büyükelçi Feyzioğlu da bunu vurguladı.

İzolasyonların kalkması için tanınmaya gerek olmadığının altını çizen Feyzioğlu, izolasyonların tanınmamışlıkla bir ilgisi bulunmadığını, tamamen siyasi bir tutum olduğunu anlattı.

Bu nokta çok önemlidir.

Üzerinde çalışmamız gereken unsurların başında gelmektedir.

Bir yandan tanınma için çalışırken, diğer yandan ona pararlel olarak izolasyonlarla ilgili de çaba gösterilmesi gerekmektedir.

Kıbrıs Türk tarafı son derece haklı olduğu bu konuyu anlatmakta çok zorlanmayacaktır.

Çünkü ortada hem insanlık dışı, hem de uluslararası hukuka aykırı bir durum vardır.

Ana sadece bu durumdan hareket etmemiz yetmez.

İzolasyonların temel noktası Kıbrıs Türk tarafını ekonomik yönden zora sokmaktır.

Bu nedenle de ekonomik adımları atmamız kaçınılmaz olmuştur.

KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durduğu ekonomik yapıyı en erken bir zamanda tesis edebilmek için harekete geçmeliyiz.

Temel noktamız üreten bir ekonomi olmalıdır.

Öncelikle kendine yeter bir ülke olmalıyız.

Ardından da ihracat gündemimizde olmalıdır.

Zaten çarklar bir kere dönmeye başladıktan sonra yeni ihracat kalemleri de kendiliğinden oluşacaktır.

Bu noktada hükümete büyük görevler düşmekte.

Seçim sonrası kolları sıvayarak üretime dayalı ekonomi politikaları oluşturulmalı ve icraata konulmalıdır.

Hükümetin tek gündemi bu olmalı.

UBP-DP-YDP koalisyonu 2023’ü üretime dayalı ekonomik kalkınma yılı ilan etmeli.

Ama sadece ilan etmekle kalmayıp, çalışmaya da başlamalıdır.

Eğer bu olursa o zaman ortada ne izolasyon kalır ne de ambargo.

Çünkü bugün artık yeni dünyanın yeni ekonomik düzeninde üreten ülkeler kabul görmektedir.

Ve kimse de bu üreten ülkelerin siyasi pozisyonuna bakmamaktadır.

O zaman önce seçimimizi yapalım.

Ardından yeni yıla da girelim.

Sonra da kolları sıvayalım.