“6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nde meydana gelen deprem nedeniyle, Türkiye’de ortaya çıkan barınma ihtiyacının karşılanmasına katkı koyabilmek, ülkemizde ortaya çıkan ihtiyaçların tespiti ve giderilmesi ile ileriki süreçte doğabilecek doğal afetlerle mücadele kapsamındaki hazırlıkların tespiti ve giderilmesi amacıyla mali kaynağın oluşturulması için bu Yasa Önerisi hazırlanmıştır.” Dedi başbakan.
Yukarıdaki kesinti nedenine ne kadar inanıyorsanız mevcut hükümete de o kadar inanıyorsunuz demektir.
Yapılan kesintiden dolayı oluşmuş bir gündem yok. Bu gündemi oluşturan yasa düzenleyenlere olan güven ve itimattan dolayı oluşan bir reaksiyon var ortada.
Aldıkları karara dahi sahip çıkamayan.
Ak dediğine her an kara diyebilecek bir siyasi duruştan duyulan rahatsızlık neticesidir bu güvensizlik ortamı.
Mevcut hükümetin hazırlamış olduğu 2023 bütçesi açıklanalı çok uzun bir zaman olmamasına rağmen bütçede deprem sonrası alınacak tedbirlere istinaden yeni bir düzenleme yapılabilir. Bütçede belirtilen bazı harcama ve kalemlerde tasarruf tedbirleri alınabilir zaten ekonomik olarak darboğazdan geçen topluma devletin bu konudaki duruşunu gösterebilirdi.
Ama bu yolu tercih etmediği gibi zaten mevcut ekonomik baskıdan sıkıntı yaşayan vatandaşa depremi kullanarak duygusal baskı yapılması daha büyük tepkilerin oluşmasına neden olmuştur.
Özel sektör kan ağlarken, vatandaş mahkemelerde mazbata, ticari davalar, kredi kart davaları ile boğuşurken birde böyle bir metazori ile yapılan düzenleme yapılacak en son çare olmalıydı.
Sayın Ünal Üstel açıklamasında;
9 ayda maaş kesintilerinden 123 milyon TL,
Bütçe tasarrufundan 504 milyon TL,
Ek vergilerden 465 milyon TL toplamayı öngördüklerini belirten Başbakan,
Maaş kesintisinin öngörülen 1 milyar TL’lik bütçenin yüzde 11.36’sını,
Bütçe tasarrufunun yüzde 46.28’ini,
Ek vergilerin yüzde 42.36’sını oluşturacağını belirtiyor.
Birde gözümüzün içerisine bakarak sizden sadece maaş kesintisi yapıyorum diyor, ek vergileri Papua Yeni Gine’de toplayacağı için onun vatandaşa yansımayacağını düşünüyor.
Buda yetmezmiş gibi Başbakan Üstel, özellikle maaş kesintilerinden öğrencilerin güvenle gidebileceği okullar oluşturulacağını vurguluyor.
Allah etmeye maaş kesintileri olmasa güvende gidecek okulların oluşturulmasında sıkıntı oluru ifade ediyor.
Güzel bir söz vardır.
İsteksiz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş.
Kısacası Her şeyi hallettiler gözü emekçinin cebine diktiler.
Bu konu ilerleyen günlerde çok baş ağrıtacak gibi gözüküyor onun için şimdiden uyarımız olsun.
Yol yakınken uygulamayı hayata geçirmeyin yoksa yine hükümetin hanesine bir dönüş hikayesi daha ilave edilecek.