Sendika yetkilileri basın açıklamasında “Siyaset Elini Eğitimden Çek” pankartı açarak KHK’yı eleştirdi.
Sendika Başkanı Selma Eylem Öğretmenler Yasası'na göre geçen yıl 1-15 Temmuz arası yapılması gerekli nakillerin yapılmayarak 23 muavin ve 7 müdür eksik olarak eğitim yılına başlandığını hatırlattı ve müdürlük ve muavinlikte boşalan yerlere yapılacak atamalar konusunda bu yıl halen KHK’den bir açıklama gelmediğini belirtti.
Siyasilerin “Gizli bir anlaşma veya gizli bir ajandası bulunduğunu” savunan Eylem, 21-22 Mart tarihlerinde yapılan sınavlar sonucunda kriter puanlarıyla birlikte ortaya çıkan tablonun belli olmasına rağmen, halen atamaların yapılmadığını, bunların yapılmamasına gerekçe olarak da “sahte diploma” ve “soruşturmaların” gerekçe gösterildiğini ifade etti.
14 Haziran’da karnelerin verileceğini, yine haziran ayı sonuna doğru da mezuniyetler olacağına dikkat çeken Eylem, şu an itibarıyla 35 muavin ve 11 müdür ihtiyacından dolayı “okulların içinde bulunduğu durumu kamuoyu takdirine bıraktıklarını” söyledi.
Öğretmenler Yasası’nda 28 Mart’ta yapılan tüzük değişikliği sonrası listede sıra bekleyen öğretmenlerin 1 Haziran tarihinde atama haklarını kaybedeceklerine de dikkat çeken Eylem, 1 kadın beden öğretmeni ataması için 86 kişinin, 4 İngilizce öğretmeni ataması içinse 80 kişinin sırada beklediğini söyledi.
Eylem çeşitli oyunlar oynanarak gençlerin hakkının yendiğini bunun hem öğretmen adayları için hem de iş-güç bekleyen gençler için hakaret anlamını taşıdığını savundu.
-Gökçebel
KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel de siyasilerin diploma krizi yeni çıkmış gibi veya zamanında yapılması gereken soruşturmaların şimdi yapılıyormuş gibi gösterilerek zamana oynandığını iddia etti.
Tüzük değişimiyle listede sıra bekleyen öğretmenlerin 1 Haziran itibarıyla atanma haklarını kaybedeceklerini, sıranın biteceğini söyleyen Gökçebel, 48 okuldan 24’ünün yöneticisiz olduğunu ifade etti ve Cumhurbaşkanı'ndan randevu istemelerine rağmen alamadıklarını anlattı.
Ortada ciddi bir usulsüzlük ve siyasi manevra bulunduğunu savunan Gökçebel, söz konusu liste bittiği zaman, aralarında “Tatar”, “Çavuşoğlu”, “Köseoğlu”, “Eroğlu” soyadına sahip kişilerin atamalarının yapılabilmesi için zemin hazırlandığını savundu.
Gökçebel çiftçi ve hayvancıların eylemine de destek belirterek ülkenin gerçek sahibinin üretenler olduğunu, üretimi bitiren zihniyetin, emeğiyle geçinenleri bitirdiği gibi eğitimi de ne hale getirdiğinin görüldüğünü iddia etti.