Çıkmıyor dilden safâ-yı sohbetin
Gitmiyor gözlerden ‘aks-i suretin.
Kaytazzâde Mehmet Nazım
Güvercin, semaya süzülüşün keyfini çıkarmış, keyifli bir sohbete acıkmıştı.
Şerifle sohbet etmek, iyi gelecekti…
Değişimden konuşmalıydılar. Değişim hakkında bir şeyler konuşmaya ihtiyacı vardı. Değişim gerçekte neydi, çok merak ediyordu.
‘Değişim nedir, Şerif?’.
‘Değişim, hiç bıkmadan gerçeğin peşinde koşmaktır’, dedi Şerif.
‘Değişim, gerçeğin yoludur.
Gerçeğin yolu ise, doğanın yoludur.
Doğanın ritmi, değişimin yoludur’, diye devam etti Şerif.
‘Değişim, sevgiyle iş görür.
Sevgi, yaşam enerjisidir.
Sevgi, ışığın gücüdür.
Bulunduğun hali sev, yüksünme güvercin…
O hali sen istedin, sen özledin, sen yarattın.
Hatırla’.
Neyi Hatırlayayım Şerif?’.
‘Neyi dilersen, onun sana verileceğini hatırlasan yeter.
Değişim istiyorsan, değişim alacaksın.
Değişimin gücü, yaşamın niyetleriyle oluşan bir enerji yaratır.
Neyi elde etmeye çalışırsan, sadece onda güçlü olacaksın Güvercin.
Korktuğun her zaman, güç kaybedersin.
Oysa sevgi özgürleştirir.
Gerçek özgürlük, dışarıda değil, içindeki sevgi potansiyeli ve sevgi gücündedir.
Sevginin gücüyle, sevgi ve güvenden kaynaklanan bir enerji ışığı yayarsın, güvercin…’.
‘Ne demek istiyorsun Şerif?’.
‘Öyle çok sev ki, bu sevgi, varlığından dışarı taşsın…
Boy aynanda kendine bir bak Güvercin.
Kendi içinden çıkıp, aynadaki hiçliğin içine giriver...
Öylesine hiçleştiğinde, artık özgür olursun…
Maddenin, yaşam özgürlüğünü kısıtlayan, cazibesinden kurtul…’.
‘Neden anlayamayacağım şekillerde anlatıyorsun Şerif?
Kasten mi yapıyorsun?’.
‘Değişim istiyorsan, sevgiyle zihinsel ve duygusal olarak yüksek düzeyli ihtiyaçlar yaratmalısın Güvercin…
İyilik ve güzellik gibi, sanat gibi…
Değişimin içindeki güzelliği aramalısın Güvercin’, dedi Şerif.
‘Evren, güzelliği değişerek yaratır.
Güzelliğin içindeki değişimin düzenini ara.
En büyük güzellik, sevgidir’.
‘Her öz, kendi biçimini arar’, dedi Güvercin.
Bir şeyler söyleyerek konuşmaya katılma ihtiyacı hissetmişti.
‘İçinden akan sevginin ya da tutkunun yönünü değiştirebilirsin, güvercin’, dedi Şerif.
‘Bunun için, sadece bilincini değiştirmen yeter.
Bu tutumun, farklı düşünce, duygu ve davranışlar yaratarak, deneyimini de değiştirir.
Deneyimindeki her değişiklik, niyetini yansıtır.
Niyet istemenin ötesinde, iradenin de kullanılması demektir.
Bir şeyi değiştirmek istediğinde, değişim, değiştirme niyetiyle başlar.
Niyetin, ancak sevginle birleşirse, çoğalır.
Niyetlerin, deneyimlediğin gerçeği yansıtırlar…
Niyetler, ilişkilerden daha etkilidirler güvercin…
Yaşamını etkileyen süreçleri, harekete geçirirler…
Gerçekte niyetler, sevgine biçim verirler, güvercin’, dedi Şerif.
‘En yüksek niyet enerjisi, sevgidir.
Sevgi, canlılık, aydınlık, hafiflik ve sevinç üretir.
Niyetin gücünü yabana atma güvercin.
Sevgi ve ışık bile, niyetin gücüyle artar.
Niyetin yaratıcı dinamiğine dikkat etmelisin güvercin.
Kuantum fiziğinin özünde bile, niyetin yaratıcı dinamiği vardır.
Bu dinamik, niyet ve deneyim arasındaki ilişki de yatmaktadır.
Fiziksel sevginin biçimi, deneyi yapanın niyetine göre belirlenir.
Ruhsal sevginin biçimi ise onu biçimlendiren yaşamın niyetine göre belirlenir, güvercin.
Fiziksel sevginin doğasının, evrenin ışığını yansıtması ve fiziksel deneyimin, niyet yoluyla yaratılması;
ışığın biçime…
enerjinin maddeye…
ruhun bedene dönüşmesine bağlıdır.
Özünde hepsi, bir ve aynı şeydir, güvercin’.
‘Benim bu söylediklerini, anlamam mı gerekiyor, Şerif?’.
Güldü Şerif.
‘Anlamasan bile, koy sepete güvercin. Gün olur, anlayacağın tutar…
Bedenin, senin bilinçli maddendir Güvercin’, dedi Şerif.
‘Kişiliğin ise, yaşamın maddeye dönüşmüş enerjisidir.
Kişiliğin değişiminin, sadece sevgiyle yaratılabileceğinin farkındaysan eğer, o zaman, onu birlik ve bütünlüğün gücünü kullanarak, istediğin gibi değiştirebilirsin.
Yaratma gücünü, sen değişim için, nasıl kullanacaksın Güvercin?’.