Son derece tuhaf bir ülkeyiz.
Ve bu tuhaflık tanımını da sonuna kadar hak etmekteyiz.
Her defasında daha tuhaf bir durumla karşılaşmam dememe rağmen sürekli yanılmaktayım.
En sonuncusu da ara seçim meselesi.
Ülkede kimse ara seçimin olmasını istemiyor.
İktidar maliyetine karşı çıkarken, muhalefet genel erken seçim taraftarı.
Vatandaş zaten her şeye karşı.
Ama gel gör ki, Anayasa bunu istiyor.
Ve mecburen yapacağız.
Yapacağız yapmasına da sonrası gerçekten tuhaf işler yumağı.
Zaten seçimin kendisi tuhaf.
Tek vekil için tüm ülke ayaklanacak.
Seçilecek olan vekil kanımca gerçek anlamda “ülke” milletvekili olacak.
Neredeyse Cumhurbaşkanı gibi.
Tek makam için herkes sandığa gidecek.
Seçilecek olan vekil bunu asla unutmasın.
Ama aynı vekilin bir de tatil durumu var.
25 Haziran’da seçilecek.
Tahminim tam da bayramın ortasında bir yemin meselesi olacak.
Çünkü 28 Haziran’da, yani seçimden tam üç gün sonra Kurban Bayramı başlıyor.
Meclis ne karar verecek çok merak etmekteyim.
Tam bayram içinde yemin için bir toplantı olabilir.
Ama sonraya da kalabilir.
Ama bu sonra bayram sonrası mı olur yoksa tatil sonrası mı, işte bunu bilemem.
Buna meclis karar verecek.
Yeni vekil ya bayramda yemin ederek 1 Temmuz’da başlayıp 1 Ekim’e kadar sürecek tataile çıkacak.
Ya da yemin tatil sonrasına kalacak.
Ama her iki durumda da yeni vekilin göreve başlama noktası tatil göreviyle olacak.
Artık şans mı yoksa şanssızlık mı buna kendisi karar versin.
Ama bana kalırsa ülkemin artık rutin hale gelmiş tuhaf durumlarından bir yenisi daha yolda geliyor.
Bakalım sonrası için nasıl bir tuhaf durum tesis edeceğiz...