Tartışmaların İlişkilere Yansıması: Fırtına mı, Dinginlik Mi?

Abone Ol

1)    Çatışmadan Kaçınan Çiftler

Bazı çiftler, çatışmadan kaçınmayı bir çözüm yolu olarak görerek iletişimi en aza indirir. Her iki taraf da sınırlarını koruma konusunda dikkatli davranır ve bu sınırların ihlal edilmesinden kaçınır. Ancak bu durum, aralarındaki sorunların görmezden gelinmesine ve üstünün kapatılmasına yol açar. Duygular açıkça ifade edilmediği için zamanla duygusal bağlar zayıflar. Çoğu zaman bu eğilim, çocuklukta yaşanan travmalar ve olumsuz deneyimlerin bir sonucu olarak gelişir. Gerçek duyguların dile getirilmesinin tartışma veya ayrılıkla sonuçlanmasından korkulduğundan, taraflar sessiz kalmayı tercih eder.

 Öneri

Daha sağlıklı bir iletişim için, küçük adımlarla başlangıç yapabilirsiniz. Örneğin, “Vaktin olduğunda seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum” gibi ifadeler kullanarak diyaloğun kapısını aralayabilirsiniz. Ayrıca, tartışmalarda ortak bir noktaya ulaşmakta zorlandığınızda, duygularınızla başa çıkma becerilerinizi geliştirmeye ve kendinizi bu konuda eğitmeye açık olmalısınız.

2)    Patlamaya Hazır Çiftler

Bu çiftler, tartışmak için sık sık bir bahane bulur ve çatışma ortamından keyif alır. Ancak önemli olan, tartışma sırasında birbirlerine karşı saygıyı kaybetmemeleridir. Duygusal olarak oldukça hassas olan bu çiftler, iletişimde açık olmayı tercih ederken sınırları ise belirsiz ve esnektir. Zaman zaman eğlenceli atışmalarla ilişkiyi canlı tutmaya çalışır, aynı zamanda birbirlerini daha iyi anlamak için çaba harcarlar. Tartışmalarda yaşadıkları zorluklara rağmen, iletişim yeteneklerine güvenerek sorunları çözmeyi başarırlar. Bazı tartışmalar üzücü sonuçlar doğursa da genellikle ilişkilerini güçlendiren bir denge kurabilirler.

Öneri

Tartışmalar sırasında, partnerinizin değişen duygu ve davranışlarını gözlemleyerek çatışmanın büyümesini engelleyebilirsiniz. Tartışma bir noktada kızışmaya başlarsa, karşılıklı olarak saygılı bir iletişime yönelmeyi önerebilirsiniz. Bu, hem iletişim kalitesini artıracak hem de olası bir kavgayı önleyecektir.

3)    Onaylayıcı Çiftler

Bu çiftler, birbirlerinin fikirlerine saygı gösterir ve baskıcı bir tavırdan kaçınırlar. Bazı konularda anlaşırken, bazı konularda anlaşmazlık yaşayabilirler. Ancak bu durum, birbirlerini anlamaya çalışmaktan vazgeçmelerine neden olmaz. "Denge" durumunu korumaya özen gösterir, empati kurmaya yatkın bir tutum sergilerler. Tartışmalar sırasında duygularını ve davranışlarını sakin ve ılımlı bir şekilde ifade ederler.

Öneri

Tartışma sırasında kazanma odaklı davranmak yerine, ne anlatmak istediğinize odaklanırsanız kendinizi daha iyi ifade edebilirsiniz. Tepkilerinizi kontrol etmeye çalışarak tartışmanın seyrini yumuşatabilirsiniz. Eğer tartışmanın bir yarışa dönüştüğünü hissederseniz, farklı bir yaklaşım deneyerek durumu sakinleştirebilirsiniz.

4)    Saldırgan Çiftler

Yakınlıktan kaçan çiftlerdir. Yakınlaşmaktan korkarlar. Diğer çiftlerden ayıran en belirgin özellikleri, eleştirel bir tutuma sahip olmalarıdır. Empatiye çok az yer verirler ve aynı konular üzerine sık sık tartışma yaşarlar. Anlaşmazlıklar, onları bir arada tutan temel bağ olabilir ve bu durum “mutsuz ama birlikte” olarak tanımlanır. Kısacası, “ne seninle ne de sensiz” durumu yaşanır. Negatif duygular yüzeye çıksa da genellikle işler kontrolden çıkmadan müdahale edebilirler. Tartışmalarda sıkça “her zaman” ya da “asla” gibi kesin ifadeler kullanırlar. Sorunları çözmek için “saldır” veya “savun” tekniğini benimseyebilirler.

Öneri

Yargılayıcı ifadeler yerine “ben dili” kullanarak empatiyi teşvik edebilirsiniz. Örneğin, “Sen böylesin” demek yerine “Ben böyle hissediyorum” diyebilirsiniz. Ayrıca, kendinizi çok sinirli hissettiğinizde tartışmaya girmek yerine önce sakinleşmeyi deneyerek duygularınızı kontrol etmeye çalışmalısınız.

5)    Saldırgan- Bağımsız Çiftler

Saldırgan-bağımsız çiftleri, saldırgan çiftlerden ayıran en önemli özellik, olumsuz durumları veya şiddetli çatışmaları yatıştırmaya çalışmamalarıdır. Bu çiftler, birbirlerinin açıklarını arar ve çatışmalardan geri adım atmaz. Duyguların yerine yıkıcı düşünce ve davranışlar hâkimdir. Partnerler, nasıl değişeceklerini bilmedikleri gibi değişmek istemezler de. Bu durum, toksik bir döngüye dönüşerek ilişkiyi sürdürülebilir olmaktan çıkarır. Taraflar, duygusal anlamda kendilerini güvende hissetmez ve sürekli bir savaş modunda yaşarlar.

Öneri

Toksik bir ilişki içinde olduğunuzu fark ettiğinizde, öncelikle karşınızdaki kişiyi değiştirme isteğinizin gerçekçi olup olmadığını değerlendirin. Eğer ilişkiyi düzeltmeye dair hâlâ umudunuz ve gücünüz varsa, karşılıklı olarak yapıcı bir tavır benimsemek için adımlar atabilirsiniz. Bu süreçte açık iletişim ve sabırlı bir yaklaşım önemlidir