MAGAZİN

Vural Çelik'in ölümü sonrası Gülse Birsel'e bir tepki daha: O sette bir sürü şey yaşandı

Avrupa Yakası dizisi setinde yaşananlar Kubilay rolündeki Vural Çelik'in ölümü sonrası bir bir ortalığa saçılmaya başladı. Vural Çelik'i hedef alan Gülse Birsel'e bir tepki de Sedef rolündeki Suna Keskin'den geldi. Keskin, adeta tarafını belli ederek sette yaşananlara dair bazı ipuçları verdi.

Abone Ol

Avrupa Yakası​ dizisinin Sedef'i Suna Keskin Vural Çelik​'in ölümü sonrası başlayan tartışmaya dahil oldu. Gülse Birsel​'in Vural Çelik'i hedef alarak çok alıngan olduğu ve sürekli küstüğüyle ilgili açıklamalara Keskin açıklamalarıyla cevap verdi.

Vural Keskin'in 51 yaşında kalp krizi​ sonucu ölümüyle cenazesine dizinin senaristi Gülse Birsel'in katılmaması dikkat çekmişti. Cenazelere katılamama anksiyetesi olduğunu söyleyen Birsel açıklamalarında Vural Çelik'in setteki davranışlarına yönelik bazı eleştiriler getirmişti. Suna Keskin katıldığı televizyon programında  'Vuralcığım senden vazgeçmiyoruz' diyerek tarafını belli etti.


"O SETTE BİR SÜRÜ ŞEYLER YAŞANDI"

Keskin şunları söyledi: "Ben diziye ikinci yılında dahil oldum. O setlerde ne kırgınlıklar ne yanlışlıklar yaşanıyor. O sette de bir sürü şeyler yaşandı. Oyuncular tolere etti. Bu da görmezden gelinebilirdi. Yazık olmuş. Niçin başka birisi hoş görülüyor da ötekine bu hoşgörü esirgeniyor? Daha dikkatli olunması gerekir. Keşke denilebilseydi 'Vuralcığım senden vazgeçmiyoruz'.


GÜLSE BİRSEL NE DEMİŞTİ?

Vural Çelik'in oynadığı Avrupa Yakası dizisinin senaristliğini ve başrol oyunculuğunu yapan Gülse Birsel'in Çelik'e veda mesajı tepki çekmişti. Birsel şu sözlerle arkadaşına veda etmişti:
 
Vural'ı çok erken kaybettik. Setin çocuğu gibiydi, hepimizle şakalaşan ve neşeli biriydi. Küçük bir sebepten dolayı yollarımız ayrılmıştı ama hep iyi anılarla hatırlayacağım. Cenazelerde helallik almak adettir; hakkımı helal ediyorum.

Keşke son sezonda da beraber oynasaydık. Ve Keşke birkaç ay sonra bir TV programında benimle ilgili mana verilemez, yakışıksız cümleler etmeseydi. (Tabii kimse iş arkadaşıyla tek sebepten 16 yıl iletişimi kesmez. Ama sonraki yıllardaki hataları, yanlışları burada anlatmaya gerek de yok, yakışık da almaz.)

Nevi şahsına münhasır biriydi. Setin çocuğu gibiydi. Herkese kendi kendine küser, nedenini bilmediğimiz konulara alınır, sonra barışmak için hediyeler isterdi. Bu hediye konusu setin şakası haline geldikçe “Bu hafta bana ne alıyorsun Gülse?” cümlesiyle girmeye başlamıştı stüdyoya. Beraber çok güldüğümüz, keyfi yerinde olsun diye hep kollamaya çalıştığımız bir çocuksu ruhtu. Özellikle bana ve Engin Günaydın’a çok nazı geçerdi. Sette biraz da bizi güldürmek için oynadığı bir “Mağdur persona”sı vardı.