Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, 18 Ekim 2020 tarihinde, KKTC'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, cumhurbaşkanı seçildikten sonra, anavatan Türkiye'nin de desteğini alarak, Kıbrıs'ta İKİ DEVLETLİ çözüm modelini gündeme getirerek, Kıbrıs'ta, şimdilik, gerçekçi bir çözüm modelini önermiş oldu.
Rum Yunan işgali altında bulunan ve Ortodoks Kilisesinin hegemonyasında olan Güney Kıbrıs'taki sahte 'yönetim', 2002 yılında HAYIR dediği, Annan planındaki 'federasyon' modelini, savunur gibi yapıp, esas hedefleri olan, Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlama yolunda, sayın Ersin Tatar'ın önerdiği 'iki devletli çözüm' modeline, hayır diyerek, Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan bizlerin, ağır ambargolar altında ezilmemize, devam edilmesini arzulamaktadırlar.
Biz Kıbrıs Türkünün, bu ağır ambargolardan kurtulmak için, bir çok çıkış yolumuz var.
Kıbrıs Türkü, 60 yıldır süren bu tecrit ve ağır izolasyonlardan, bıktı ve usandı.
60 yıldır bu ağır koşullar altında yaşamamızın bir numaralı sorumlusu, Birleşmiş Milletler gözetiminde 60 yıldır süren anlamsız federasyon görüşmeleridir.
Rum tarafı, uyalama siyasetiyle, BM'nin bastırması ve Türk tarafının iyi niyetli yaklaşımı ile taraflar her uzlaşma noktasına geldiğinde, kaçma noktasına gitmiş ve kaçmıştır.
Hiç kimse bizden, bir 60 yıl daha bu ağır koşullar altında yaşamaya mahkum edecek, Birleşmiş Milletler gözetiminde, bitmek bilmeyen, federasyon görüşmesi yapmamızı beklemesin.
Yeterince görüşme yapıldı ve yeterinden fazla sabredip, çok fazla iyi niyetler gösterdik.
Yeter artık..
Bana göre, Türk tarafı, 15 Ekim'de, New York'ta BM genel sekreteri sayın Guteres'in ısrarı üzerine, iki liderin bir araya geleceği, gayrı resmi yemekte, hem genel sekretere, hem de Rum lidere, son kez, 'ya iki devletli çözüm önerimizi kabul edin, oturup görüşelim, ya da biz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini, KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNE dönüştürüp, tanınması için tüm faaliyetlerimizi artırarak, devam edeceğiz.
Ve iki devletli çözüm önerimizden vazgeçip, tümü bizim olan Kıbrıs'ın, tümünün, bize geri iade edilmesini' talep edeceğiz.' diye, söylenmesini öneriyorum.