Alithia’nın haberine göre, Genel Konular Konseyi yetkili bakanlarının onayladığı kararın genişleme prosedürü başlığında Kıbrıs sorununa özel bir paragraf ayrılarak “uzlaşılmış çerçeve, BM kararları, AB ilkeleri ve müktesebatı çerçevesinde kapsamlı çözüm taahhüdü” yeniden teyit edildi.
Habere göre, paragrafta “Türkiye’nin dış yönleri de dahil barışçıl bir çözümü taahhüt etmesi ve aktif katkı koyması hayati öneme sahip olmaya devam ediyor.” ifadesine yer veriliyor. BM Genel Sekreteri’nin kısa süre önce attığı adımlar kutlanıyor ve “AB, BM liderliği altındaki prosedürün bütün aşamalarına, elindeki bütün imkanlarla aktif destek rolü oynamaya hazırdır” deniliyor. Kapalı Maraş’ta atılan adımların “kınandığı” kararda, bu adımların “derhal geri çekilmesi ve BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarına saygı gösterilmesi” isteniyor.
Gazete genel olarak kararda, “alışılageldiği gibi iyi komşuluk ilişkileri, mültecilerle ilgili AB-Türkiye Ortak Beyanının ve Gümrük Birliği’nin uygulanması gibi Türkiye’nin Kıbrıs kökenli yükümlülüklerine” de atıf yapıldığını yazdı. Önceki kararlar tahtında “Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir çevrenin ve Türkiye ile bir iş birliği ve karşılıklı çıkar ilişkisi geliştirmenin AB’nin stratejik çıkarı olduğu” kaydedildi.
AB’nin Türkiye ile ortak ilgi alanlarında aşamalı, orantılı ve geri dönüşümlü iş birliğine hazır olduğu da belirtilmesine rağmen kararın sonunda “Türkiye’nin üyelik müzakereleri esasen durdu. Açılış ya da kapanış açısından başka başlık incelenemez” ifadesine yer verildi.
Haberi “AB: Türkiye’nin Avrupa Süreci Kıbrıs Sorunu Üzerinden” başlığıyla aktaran Haravgi ise dün onaylanan kararda, "Kapalı Maraş’ta atılan adımlar” bahsinin hemen ardından “Türkiye’nin yapıcı taahhüdü, çeşitli iş birliği alanlarının ilerlemesinde belirleyici katkı koyacaktır. Bu açıdan Avrupa birliği AB-Türkiye iş birliğinin daha da güçlenmesi için Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerinin yeniden başlamasına ve ilerlemesine özellikle önem veriyor” denildiğini yazdı.
Gazeteye göre kararda, iyi komşuluk ve anlaşmazlıkların barışçıl çözümü bağlamında ise “Türkiye’nin, Ek Protokolü istisnasız bütün üye ülkelere tam uygulaması da dahil, müzakere çerçevesi temelindeki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği” belirtilerek Güney Kıbrıs “ile ilişkilerini normalleştirmesi ve üye devletlerin, Deniz Hukuku açısından da toprak bütünlüğüne saygı göstermesi” istendi.
