Pillay, Komisyon'un Ekim 2023-Ağustos 2024 tarihlerinde İsrail'in, sağlık tesislerine saldırıları ve mahkumlar ile esirlere yönelik muamelelere ilişkin hazırladığı raporu BM'de açıkladı.

Gazze'de her gün yeni bir suç işlendiğini, sivillere yönelik saldırıların arttığını belirten Pillay, aynı zamanda zorla yerinden edilme ve kuşatmanın yoğunlaştığına dikkati çekti.

- "7 Ekim on yıllarca süren şiddet ve yasa dışı işgalin ardından ortaya çıktı"

Pillay, "7 Ekim, şiddet ve intikam sarmalını sonlandırmak ve barış sağlamak için bir uyanış teşkil etmeliydi. Aksine maalesef daha fazla silahlanma, toplu cezalandırma ve insan yerine koymamaya hizmet etti." değerlendirmesinde bulundu.

Komsiyonun daha önce de belirttiği üzere "bir tarafın suç işlemesinin öbür tarafın suçlarını meşru kılmadığını" belirttiğine işaret eden Pillay, 7 Ekim saldırılarının on yıllarca süren şiddet, intikam, mal ve mülk zapt etme, yasa dışı işgal ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkının inkarı sonucu ortaya çıktığını kaydetti.

Pillay, "Raporumuz, İsrailli yetkililerin, Gazze'nin sağlık sistemini yok etmek için planlı bir politika uyguladığı sonucuna vardı." ifadesini kullandı.

İsrailli yetkililerin hastane, tıbbi tesisler, tıbbi araçlar ve sağlık personeline yüzlerce saldırı düzenlediğini vurgulayan Pillay, tüm bunların uluslararası insancıl hukuk altında özel koruma statüsü bulunduğunu anımsattı.

- "Sağlık sistemini hedef alma toplu cezalandırmanın bir parçası"

Pillay, yüzlerce sağlık personelinin keskin nişancılar tarafından da dahil olmak üzerde kasıtlı olarak öldürüldüğünü ya da yaralandığını belirterek "Bunlar toplu cezalandırmanın parçası olarak uygulanan faaliyetlerdir ve savaş suçu teşkil ederler." uyarısında bulundu.

BM Komisyonunun, özellikle 5 yaşındaki Hind Rajab ve 7 aile bireyinin öldürülmesine yol açan saldırıyı detaylı şekilde incelediğini aktaran Pillay, burada ambülansın kasıtlı şekilde hedef alındığını belirtti.

Pillay, bu olay çerçevesinde İsrail ordusunun 162. Bölüğünün sorumlu olduğunu ve savaş suçu işlediğini bildirdi.

Cinsel sağlık ve üreme sağlığına yönelik altyapıların da kasıtlı olarak hedef alındığını ifade eden Pillay, bunun, Filistinli kadın ve kız çocuklarının üreme hakkını ihlal ettiğini, "Filistin halkının bir grup olarak varlığını sürdürmesine uzun vadede geri çevrilemez etki bıraktığını" kaydetti.

- "İsrail, mahkumları canlı kalkan olarak kullanıyor"

Pillay, raporda aynı zamanda Gazze'de binlerce Filistinli erkek ve erkek çocuğunun keyfi tutuklandığının tespit edildiğini aktardı.

İsrailli güçlerin, hem işgal altındaki Batı Şeria'da hem de Gazze'de mahkumları "canlı kalkan" olarak kullandığını kaydeden Pillay, bunun savaş suçu teşkil ettiğinin altını çizdi.

Afrika ülkesinde darbe girişimi! Uçaksavar sesleri duyuldu Afrika ülkesinde darbe girişimi! Uçaksavar sesleri duyuldu

Pillay, aralarında yaşlılar ve çocukların da bulunduğu Filistinli mahkumların sürekli olarak kötü muameleye maruz kaldığını, bunların arasında dayak, ölüm tehdidi, gıdadan mahrum bırakılma, hijyene ve tıbbi bakıma erişim sağlanamama gibi uygulamalar bulunduğunu dile getirdi.

"Bunlar işkence, savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ediyor." diyen Pillay, aynı zamanda mahkumlara fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet uygulandığını kaydetti.

Pillay, Filistinli silahlı grupların, 7 Ekim 2023'te "esir almasının" da savaş suçu teşkil ettiğini belirtti.

BM Komisyonunun İsrailli yetkililerden Gazze'ye erişim istediğini ancak bu talebin dikkate alınmadığını ifade etti.

Pillay, BM Güvenlik Konseyinin Uluslararası Adalet Divanının ihtiyatı tedbir kararının uygulanması sağlamak zorunda olduğunu belirtti.