Erdoğan, "Silahı aradan çıkaralım, terör duvarını yıkalım, 85 milyon olarak hep beraber birbirimize sıkıca sarılalım istiyoruz." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Suriye'de ilk barışçıl gösterilerin 15 mart 2011 tarihinde başladığını hatırlattı.
Suriye halkının yarım asırdır devam eden hak, hukuk, adalet, özgürlük taleplerini yüksek sesle dile getirdiğini belirten Erdoğan, "Bu gösterilerde Türkiye'nin hiçbir dahli, hiçbir müdahalesi olmadı. Zaman zaman da çıkıp bize Suriye'nin adresini gösterdi. 'Oraya gidelim.' Yahu sen oranın adresini, yolunu bilmezken, zaten biz oralardayız. Bunlara gerçekten navigasyon haritasını vermek lazım. O navigasyon haritasıyla Suriye'ye nereden gidiliyor, nasıl gidiliyor, bunu bilsinler." ifadesini kullandı.
Suriye'de olaylar başladıktan sonra "sabık Suriye Devlet Başkanı Esed'le" birkaç kez görüştüğünü anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gösterilerin barışçıl olduğunun altını çizdim. Taleplerin dikkate alınması gerektiğini söyledim. Toplumun beklentisi olan reformların artık daha fazla geciktirilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ettim. Bütün bu görüşmelerimizde kendisiyle her temasımızda Esed, bize 'reform yapacağını' söyledi. Ama sözünü hiçbir zaman tutmadı. Göstericilerin seslerine kulak vermek yerine, ordusunu devreye sokarak olayları şiddetle, kanlı yöntemlerle bastırma yoluna gitti. Kendisiyle o süreçte de görüşmem oldu. Gösterileri şiddetle bastırmanın hem ülke genelinde hem de İslam coğrafyasında tepkilere neden olacağını yapıcı bir dille Esed'e izah ettim. Tabii bunun aslı Esed değil, Esad'dır. Öyle söylüyorlar. Bizi bile alıştırdılar."
Erdoğan, Suriye'deki gösterilerin önüne geçmenin tek yolunun vaat edilen reformların yapılması olduğunu Esed'e hatırlattığını ifade ederek, Esed'in olayları barışçıl yöntemlerle çözmek varken şiddetin dozunu biraz daha artırıp, katliamlarına hız verdiğini söyledi.
Bunun üzerine küçük çaplı barışçıl gösterilerin, kullanılan orantısız şiddet nedeniyle büyüdüğünü ve Suriye geneline yayıldığını belirten Erdoğan, Rusya ve İran'ın yanı sıra PKK, DEAŞ, Şebbiha gibi terör örgütlerinin de meseleye müdahil olduğunu hatırlattı.
Erdoğan, sınırın hemen ötesinde başlayan ateşin, Türkiye'yi de ciddi manada tehdit eder boyutta bir yangın yerine dönüştüğünü dile getirerek, "Suriye'den ülkemize toplu hareketlilik başladı. Dahası Suriye'de masum siviller, toplu katliam, kimyasal silah, işkence, tecavüz, zoraki göç gibi insanlık dışı muameleye maruz bırakıldı." diye konuştu.
- "Esed zalimine ve Baas rejimine laf etmediler"
Türkiye'nin Suriye'de iç savaş bu raddeye vardıktan sonra hem sınırlarını korumak hem terör örgütlerine karşı tedbir almak hem de mazlumlara sahip çıkmak amacıyla gelişmelere müdahil olmasının kaçınılmaz hale geldiğini anlatan Erdoğan, "Türkiye'nin yanı başındaki bir ülkeye tamamen haklı ve meşru gerekçelerle, özellikle de insani sebeplerle müdahil olmasından daha tabii bir şey olamaz." dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin hasımlarının dışarıdan Türkiye'nin çabalarını eleştirdiğini, bunların hangi niyetlerle hareket ettiklerini çok iyi bildiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Bizim için asıl şaşırtıcı olan içeriden bazılarının, 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?' diyerek meselenin ciddiyetinden uzak bir şekilde bizi haksızca eleştirmeleri. 'Amerika'nın Suriye'de ne işi var?' demediler. 'Bölgesel aktörlerin Suriye'de ne işi var?' demediler. 'Avrupa'nın, batının Suriye'de ne işi var?' demediler. Terör örgütlerinin hem de Türkiye için tehdit unsuru olan bölücü terör örgütünün, 'Suriye'de ne işi var?' demediler. Sadece Türkiye'yi eleştirdiler. Sadece şahsımızı ve hükümetimizi hedef tahtasına koydular. 13 yıl boyunca bir kez olsun ülkelerinin yanında, Türkiye'nin yanında, mazlumun, mağdurun, Suriyeli muhacirlerin tarafında yer almadılar. Suriye'de 1 milyon insan hayatını kaybederken, bunlar ses çıkarmadı. 12 milyon insan ölüm, işkence, hapis, tecavüz korkusuyla evlerini, yurtlarını terk ederken, bunlar seslerini çıkarmadılar. Kitlesel kıyımlar yapılırken, bunlar seslerini çıkarmadılar. Hapishanelerde insanlık dışı işkenceler yapılırken, seslerini çıkarmadılar. Gerek Şam'da gerek Halep'te o cezaevlerini ekranlarda izledik. Ne halde... Bütün bunlar olurken bunlar ses çıkarmadı. Bebekler ölürken, çocuklar katledilirken sustular. Kadınlar en aşağılık muameleye maruz kalırken bunlar sustular. Kürt'ün kimliği inkar edilirken sustular. Türkmen kovulurken sustular. Arap öldürülürken sustular. Vahşete, zulme, katliama, barbarlığa, gaddarlığa yıllarca sessiz kaldılar. Halep'te, Bayırbucak'ta, Hama'da, Humus'ta çocuklar kırılırken, üzülerek söylüyorum, bize saldırdıkları kadar Esed zalimine ve Baas rejimine bunlar laf etmediler."
- "Utanmak yerine, sosyal medyadan akıl veriyorlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin Suriye'de iç savaş devam ederken kullandığı dili eleştirerek, "Açın yazılanlara, Meclis kürsüsünden söylenenlere bakın. Yasak savmak kabilinden birkaç eleştirel cümle dışında yıkımın ve zulmün boyutlarıyla orantılı hiçbir tenkit göremezsiniz. Kendi devletlerini ve hükümetlerini suçladıkları kadar Suriye'yi kan deryasına çeviren Esed'e ve destekçilerine toz kondurmadılar." dedi.
"Ne zaman ki 8 Aralık'ta Suriye halkı epik bir zafer kazandı işte o zaman bunların dillerinin bağı çözüldü. Günah galerilerine bakmadan şimdi ahkam kesiyorlar." ifadelerini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Utanmak yerine, sosyal medyadan sağa sola akıl veriyorlar. Esed'in ve Baas rejiminin katliamları karşısında 13 yıl boyunca duymadıkları endişeyi son 40 gündür duyuyorlar. Neymiş, Suriye'de katliam varmış. İyi de daha düne kadar, 'Suriye'de ne işimiz var?' diyen siz değil miydiniz? Hani Orta Doğu bataklıktı? Hani Suriye'nin iç işleriydi? Ne oldu da Suriye'ye dönük radarlarınızı açtınız? Zalim defolup gidince mi aydınlandınız? Baas yıkılınca mı aklınız başınıza geldi? Soruyorum size. Bebekler ölürken neredeydiniz? Kimyasal silah kullanılırken neredeydiniz? Hapishanelerde işkenceler yapılırken neredeydiniz? Kadınlara, kocalarının önünde tecavüz edilirken neredeydiniz? Masum çocuklar kuşatma altında açlıktan kıvranırken neredeydiniz? Suriye'nin şehirleri yağmalanırken, terör örgütleri Suriye'de cirit atarken, Suriye'den ülkemize roket yağarken Allah aşkına sizler neredeydiniz?"
- “Silahı aradan çıkaralım, terör duvarını yıkalım”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yüzlerce yıllık kardeşlik bağlarımızın ve 911 kilometrelik sınırımızın olduğu komşu bir ülkeye, biz Batılıların baktığı zaviyeden bakamayız." şeklinde konuştu. Muhalefetle ilgili, "Suriye devriminin üzerinden 40 gün geçti fakat ana muhalefet partisi bu konuda tutarlı, mantıklı, içerisinde bilgi kırıntısı olan tek bir cümle dahi kuramadı." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "Ne yaparsanız yapın, Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz. Ülkemiz içinde de o çok arzuladığınız kışkırtmayı yapamayacaksınız. Türkiye-Suriye, Türk-Kürt-Arap kardeşliğini bozamayacak, şer güçlerin çizdiği sosyal fay hatları kaşıyarak bir arada yaşama irademize dinamit koyamayacaksınız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Biz, Suriye'deki her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin de tüm meselelerinin çözümünün takipçiyiz, destekçisiyiz, Kürtlerin güvenliğinin teminatıyız." diye ekledi.
Halihazırda Suriye'deki en ciddi sıkıntının, ülke topraklarının neredeyse üçte birini halen işgal altında tutan YPG terör örgütü olduğunu belirten Erdoğan, "Suriye'nin doğal kaynaklarını da gasbeden YPG terör örgütü, şayet kendini feshedip silah bırakmazsa, yaklaşan acı akıbetten kurtulamayacaktır." diye ifade etti. "Herkes bölgeden elini çeksin. Biz Suriyeli kardeşlerimizle beraber, DEAŞ'ın da YPG'nin de diğer terör örgütlerinin de kafasını kısa sürede ezeriz." dedi.
Erdoğan, "İsrail başta, Suriye topraklarına saldıran güçlerin mütecaviz eylemlerine bir an önce son vermesi gerek. Aksi takdirde sonuçların herkese etkisi menfi olacak." açıklamasını yaptı. "15 aydır soykırımın ve katliamların sürdüğü Gazze'de ateşkesin sağlanmasıyla, tüm bölgede kalıcı barış ve istikrar için önemli bir fırsat doğacaktır. İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerini çok yakından takip ediyor, bir an önce müspet haberler almayı ümit ediyoruz." diye ekledi.
Erdoğan, CHP'nin kırmızı kart eylemi ile ilgili, "Milletimiz gibi biz de bu orijinal fikir karşısında dumura uğradık. CHP'nin siyaset üretme kabiliyetini bir kez daha görmüş olduk." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör belasını kalıcı ve kat'i olarak def edecek bir fırsatın heba edilmesine hiç kimsenin gönlü razı olmaz, biz de zaten razı değiliz. Silahı aradan çıkaralım, terör duvarını yıkalım, 85 milyon olarak hep beraber birbirimize sıkıca sarılalım istiyoruz." diye ifade etti. "İlgili arkadaşlarımıza, bölücü örgütün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların, dikkatle ve çok yönlü bir şekilde yürütülmesi talimatını verdik." açıklamasını yaptı.
Erdoğan, "Gün, bugündür, kardeşlik günüdür. Gün, huzurun kapısını ardına kadar açma günüdür. Gün, tüm coğrafyamızda barışı, istikrarı, güvenliği egemen kılma günüdür. Amacımız terör bariyerini kaldırarak, kardeşlik hukukunu yüceltmektir. Bu amaç doğrultusunda kayda değer bir mesafe de alındı." dedi.
Erdoğan, "Terörün 40 yıldır açtığı yaraları beraber saralım istiyoruz. Kazanan emperyalistler değil, Kürt, Türk, Türkmen, Arap ayırımı yapmadan, biz olalım istiyoruz. Şayet gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa kazanan Türküyle Kürdüyle tüm Türkiye olacaktır." ifadelerini kullandı. "Eğer örgüt çağrıya kulak tıkar, bağlantılı yapılar da beklenen iradeyi sergilemezse o zaman 'Terörsüz Türkiye' hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz." dedi.