KÜLTÜR SANAT

Erozyonla gelen toprak Tripolis Antik Kenti'ni korumuş

Denizli'nin Buldan ilçesinde üzeri "yorgan" gibi toprak dolgusuyla kaplandığı için asırlarca erozyonun doğal koruma sağladığı Tripolis Antik Kenti'nde bulunan 2 bin yıllık eserler, kazı çalışmalarıyla yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.

Abone Ol

Denizli'nin Buldan ilçesi Yenicekent Mahallesi'nde, Büyük Menderes Nehri kıyısındaki tepelik alanda yer alan antik kentte kazı çalışmaları 2012 yılından bu yana Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığındaki ekiple sürdürülüyor.

Antik kentin yüzeyindeki kalıntılar, daha çok Roma ve Bizans döneminin mimari özelliklerini taşıyor. Buluntular arasındaki 1700 yıllık fresklerde Romalıların o dönemki yiyecek içecek dükkanları görülüyor. Fresklerde resmedilen dükkanların bugünkü lokantalarla benzer özelliklere sahip olması dikkati çekiyor.

Bölgede 1500 yıllık kilise, arkeolojik kazılarla ortaya çıkarıldı. Yine Tripolis yöneticilerine atfedilmiş 1500 yıllık 1,80 metre yüksekliğinde 7 heykel, 1900 yıllık tahıl ambarları, 2 bin yıllık Roma dönemine ait pazar yeri, tavlanın erken versiyonu olan ve Roma döneminin popüler oyunu "Ludus duodecim sctiptorum"a ait birçok buluntu bilim dünyasına sunuldu.

Kentte 2 bin yıllık olduğu tahmin edilen zeytinyağı atölyesi kalıntıları, 1500 yıllık taş kesme atölyesi, metal testere parçaları ve siparişlerin yer aldığı yazıt, Roma Dönemi'ne ait 160 santimetre yüksekliğinde ve 70 santimetre genişliğinde 2 bin yıllık yeni bir kanalizasyon sistemi, Kurtuluş Savaşı döneminde işgalci Yunan birliklerince kazıldığı belirlenen 200 metre uzunluğundaki siper de buluntular arasında yerini aldı.

Anıtsal çeşme

Denizli'nin Buldan ilçesindeki antik kentin en önemli yapıları arasında yer alan ve 2019 yılındaki kazılarda ortaya çıkartılan anıtsal çeşmede restorasyon çalışmaları sürüyor.

Kentin merkezi konumunda 31 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğinde 'U' planlı inşa edilen anıtsal çeşme, dönemin dinsel inançları doğrultusunda hazırlanmış. Çeşme, tanrı-tanrıçaların yanı sıra dönemin önemli yöneticileri ve eşlerinin heykelleriyle süslü. Milattan sonra 2. yüzyıla tarihlendirilen anıtsal çeşmenin yaşanan depremlerin ardından tekrar tekrar onarım gördüğü elde edilen bilgiler arasında.

Roma İmparatoru Hadrianus onuruna yaptırılan anıtsal çeşmeye ait mermer, granit ve traverten sütunların ise Mısır ve Akdeniz'in önemli taş ocaklarından bölgeye getirildiği belirtiliyor. Yapı, antik kentin en ihtişamlı buluntuları arasında yerini aldı.

"Batı Anadolu'nun en sağlam antik kentlerinden biri"

Prof. Dr. Bahadır Duman, kazıların öngördükleri alanda planlı şekilde devam ettiğini söyledi.

Aradan geçen 12 yıllık sürede Tripolis'in önemli noktalarında bilimsel araştırma, kazı ve restorasyon çalışmalarının eş zamanlı yapıldığını anlatan Duman, bölgenin bu sayede günden güne ziyaretçi akınına uğramaya başladığını dile getirdi.

Antik kentin 280 hektarlık alana yayılım gösterdiğini belirten Duman, şunları kaydetti:

"12 yıl içerisinde daha çok bizim odaklandığımız yer, kentin kalbi diyebileceğimiz kent merkeziydi. 2012 öncesinde Tripolis'e geldiğinizde yüzeyde görebileceğiniz çok bir şey yokken bugün en az 2-3 saat vakit geçirebileceğiniz birçok dönemin kamu ya da sivil mimarisi sizi karşılıyor. Tripolis, çatı seviyesinde sağlam olarak görebileceğiniz Batı Anadolu'nun en sağlam antik kentlerinden biri. Tripolis'teki yapıların sağlam kalmasını, kuzeydeki tepeden erozyonla akan toprağın yıllarca kentin üstüne bir yorgan gibi yaklaşık 3 ile 9 metre arasında bir dolgu oluşturmasına bağlıyoruz. Arkeolojik kazılarda bu dolguyu almaya başladıkça altta Roma'ya ait yapıların hemen hemen büyük bir kısmını çatı seviyesinde sağlam bir şekilde görünebilir hale getirebildik."

Aydınlatmayla ilgili sorunlar çözülüyor

Sadece devasa yapıları ortaya çıkarmayı hedeflemediklerini dile getiren Duman, dönemin yaşam koşullarını da incelediklerini vurguladı.

"Geleceğe Miras Projesi" kapsamında ilk etapta kent girişinde karşılama merkezinin yapılacağını belirten Duman, "Yönlendirme ve bilgilendirme levhaları yenilenecek. Aydınlatmayla ilgili problemler çözülecek. Arkeolojik anlamda ise bu yıl için 2 ana merkez seçtik. Merkezde agoranın bitişiğinde bir meclis binası var, burada çalışmalarımıza başladık. Umarım yıl sonuna doğru daha görünür hale getireceğiz. Anıtsal çeşmenin kazısını tamamlamıştık ama restorasyon faaliyetleri hala devam ediyor. Yıl sonuna kadar tamamlamış olacağız." diye konuştu.