Orhan İSMAİLOĞLU

Gizem, seni ilk kez “O Ses Türkiye” sahnesinde tanıdık. O deneyim senin için nasıldı? Sahneye çıktığın ilk an neler hissettin?


Benim için farklı bir deneyimdi. O atmosferde şarkı söylemek keyifliydi. Yarışma süreci biraz spontane gelişti aslında. Katılma kararını ben vermedim; kardeşim ve annem, benim yokluğumda reklamlardan etkilenip başvurumu yapmışlar. Elemelere çağrıldığımda durumu öğrendim. Sonrasında onların ısrarıyla yarışmaya dahil oldum. Geriye dönüp baktığımda iyi ki de öyle olmuş diyorum.

Gizem Aktaş kimdir? Müziğe olan ilgin nasıl başladı? Sahne hayalin hep var mıydı?


13 Ocak 1994’te Ankara’da doğdum. Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 2017 yılında tamamladım. Ardından Ufuk Üniversitesi’nde Fikri Mülkiyet alanında yüksek lisansımı 2021’de bitirdim. Eğitimim her ne kadar bambaşka bir alanda olsa da müzik, çocukluğumdan beri içimde büyüyen bir tutkuydu. İlk adımımı okul korosuyla attım, sonrasında lise yıllarında kendi grubumla sahne almaya başladım. O anlar bana müziğin sadece bir hobi değil, bir yaşam biçimi olduğunu fark ettirdi. Zamanla sahne heyecanı ve hislerimi müzikle ifade etme arzusu beni bu yola sürükledi.

Peki, “neden müzik” sorusunun sende bir karşılığı var mı?


Kesinlikle var. Müzik benim için bir ifade biçimi, bir kaçış ve bir varoluş şekli. Küçükken saç fırçasıyla şarkı söyleyerek başladığım bu yolculuk, zamanla duygularımı en iyi anlatabildiğim alan haline geldi. İnsanlara ulaşabilen, kalplerine dokunabilen evrensel bir dil müzik. Diğer sanat dalları gibi müzik de yaratıcıdan izler taşır ama aynı zamanda dinleyicinin hislerini de içine alır. Bu yüzden çok özel bir bağ kurar.

Müzikle ilgili profesyonel çalışmaların nasıl başladı?


Üniversite ve iş hayatı derken uzun süre müziğe sadece amatörce vakit ayırabildim. Ancak son birkaç yıldır tamamen müziğe yönelme kararı aldım. Önce Ankara'da sahne almaya başladım, sonra farklı şehirlerde de sahneye çıkmaya başladık. Şimdi İstanbul’dayım ve artık kendi şarkılarımı üretip paylaşma sürecindeyim. Küçüklüğümden beri yazdığım şarkıları bir bir hayata geçirme zamanı geldi.

Yeni yayınladığın tekliden bahseder misin?


Evet, ilk kez bana ait bir şarkı yayınladım. Söz ve müziği bana ait olan bu aşk şarkısının aranjesini, aynı zamanda orkestra şefim olan Arda Karataş yaptı. Bizim için bir aile işi oldu diyebilirim. Bu şarkının ardından “Değirmenler” isimli ikinci teklimiz geliyor. Bu şarkı, 16 yaşında yazdığım ilk şarkı denemelerimden biri. Artık kendi müziğimizi üretmek ve bizim gibi hissedenlerle buluşmak istiyoruz.

Peki dinleyicilerini yakın zamanda neler bekliyor?


Kısa vadede hedefim her ay bir yeni şarkı yayınlamak. Şu an 6 şarkımız hazır. Yayın süreci devam ederken diğer parçaların düzenlemeleri üzerinde çalışacağız. Planımız, bir yıla yayılan bir üretim süreciyle, dinleyiciye sürekli yeni içerikler sunmak. Umarım hepsi sevilir ve dinlenir.

Kıbrıs hakkında neler düşünüyorsun?


Kıbrıs, benim için çok özel bir yere sahip. İnsanların güler yüzü, sakinliği ve misafirperverliği beni çok etkiliyor. Her sahneye mutlulukla ve heyecanla gelmeme neden oluyor. Kıbrıs sahnelerinde olmak benim için ayrı bir keyif. Umarım daha sık bir araya geliriz, daha çok sahne ve buluşma noktamız olur.

SİBEL CAN’DAN KIBRIS’TA BAYRAM ŞÖLENİ
SİBEL CAN’DAN KIBRIS’TA BAYRAM ŞÖLENİ
İçeriği Görüntüle

Son olarak, seni destekleyenlere ve müziğini dinleyenlere ne söylemek istersin?


Bu yolculukta beni yalnız bırakmayan, şarkılarımı hisseden herkese çok teşekkür ederim. Müziğimde kendini bulan her insanla ortak bir ruh hali yakalamak en büyük hayalim. Bu daha başlangıç, yol uzun ama birlikte güzel.