Oğuzhan Hasipoğlu, kararın içeriği ile ilgili farklı tartışmalarda söz alarak konuşma yaptı.
KKTC Heyeti, Tuğrul Türkeş Başkanlığındaki Türkiye heyeti ve Piero Fassino ile oylama öncesinde birer görüşme yapıp, karara değişiklik önerileri verdi.
Değişiklik önerilerinin kısmen kabul edildiği Genel Kurul oylamasında, Türkiye heyetiyle birlikte kararın bütününe red oyu verilirken, karar oy çokluğu ile Genel Kurul tarafından tarafından kabul edildi.
Maraş kararına AKPA Türkiye heyetinin toplantı sonunda sunduğu Karşı Görüş metnin de kararın ekine eklenmesi kabul edildi.
Kararda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 550 ve 789 sayılı kararları temelinde Maraş'ın BM denetimine devredilerek veya karşılıklı güven önlemleri çerçevesinde meşru sakinlerine iade edilmesinin, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüme "büyük katkı sağlayacağı" görüşü savunuldu.
Heyet başkanı Oğuzhan Hasipoğlu, “Dört yıl sürecince karar taslağı AKPA’da tartışılmıştır. Bu rapor Kıbrıs meselesinde, sadece Kıbrıslı Rumların hassasiyetini içeren bir konudur ve sadece bu konunun tartışılması adil olmamıştır. Daha önceki tüm çözüm planlarına ve BM önerilerine olumlu yaklaşan Kıbrıs Türk halkının izalosyanları ve ambargoları aslında gündemde olması gereken konulardı. En az Rumlar kadar egemen olduğumuz, uluslararası eşit statümüzün var olduğunu, AB tarafından söz verilip de tutulmayan doğrudan ticaret hakkı, doğrudan uçuşlar, maruz kalınan sportıf ve sair ambargoları dile getirdik. Çözüm ister gibi davranan ancak bizleri eşit olarak değil azınlık olarak gören Rum zihniyetinin ödüllendirilmeye devam etmesi kaygı vericidir” yorumu yaptı.
Hasipoğlu şöyle devam etti:
Karar, alınırken çelişkiler ile dolu bir hale dönüşmüştür. Örneğin kararda Türkiye”nin 1974 müdahelesi bir paragrafta işgal, diğer bir paragrafta müdahele olarak tanımlanmıştır. Raporda Annan planından sonra hiç federasyon görüşülmediği ifade edilmiştir. Ayrıca Kıbrıstaki çözüm şeklinin empozeye edilmeye çalışılması ve aradan 50 yıl geçtikten sonra bu bölgenin BM idaresine devri talebi kararın diğer talihsiz noktalarıdır. Maraş açılımı ile mülkiyet haklarının TMK vasıtasıyla çözümleneceğini belgelerle ve örneklerle anlattık. TMK tarafından sonuçlandırılan dava sayısı ve Rumların iade talebinin toplam başvuruların TMK tarafından sunulan resmi belgelerle sadece %3.5 tekabül ettiğini de raporun içerisine ekletmemize rağmen, hala BM idaresine devrini içeren BM Güvenlik Konseyine takılıp kalmaları kabul edilebilir değildir. KKTC”nin diğer bölgelerinde olduğu gibi, Kapalı Maraş olarak tanımlanan alan da KKTC toprağıdır ve BM”in yetkisinde olabilecek bir bölge değildir. BM’nin yetkisi sadece arabölgededir. Maraş ise ara bölgede değildir. Hiç şüphe yok ki, Maraş ile ilgili 1984 yılındaki BM Güvenlik Konseyi kararıalındığı zaman Taşınmaz Mal Komisyonu yoktu ve tazminat, takas ve iade gibi çareler sunulmuyordu. Sonuçta, 27 Haziran günü oylanan Maraş kararı adil bir karar olmamıştır. Bir anlamda statüko halinde dönüşen ve yıllarca süren Kıbrıs müzakerlerinden bir sonuç çıkmamış, Kapalı Maraş da bu statükonun adeta simgesi halinde gelmiştir.
Karara verdiğimiz öneriler ile eklenen bazı hususları ise şuşekilde özetleyebiliriz; Taşınmaz Mal Komisyonunun AIHM tarafından kabul edildiği ve bugüne kadar 1775 davanın sonuçlandırıldığı, Rumların yaptığı başvurularda iade talebinin %3.5 oranında olduğu, Avrupa Konseyinin her türlü izolasyonlanın Kıbrıslı Türklerle için atılacak olan adımları destekleyeceği, Kıbrıslı Türk vekillerin AKPA da temsiliyetleri için daha etkin olabilmeleri için çaba sarfedeceği kararın içerisine eklenen hususlardır.
Maraş'ın meşru sakinlerine iade edilmesi için çağrı" başlığını taşıyan rapor ve karar tasarısının kabülü, Strasbourg'da düzenlenen AKPM genel kurul oturumunda 13'e karşı 51 oyla sağlandı. 612 oy kullanma hakkına sahip üyesi olan Avrupa Konseyi Meclisinde toplam 64 vekilin oy kullanmış olması da, meclisin bu konuya ilgisinin ne kadardüşük olduğunu göstermektedir. Karara karşı oy kullanılan ve bizlerle birlikte karşı oy görüşünü sunan Sayın Tuğrul Türkeş Başkanlığındaki AKPM Türkiye heyetine teşekkür ederim.
Bu kararın çıkması bizleri uluslararası hukuk kuralları içerisinde Maraş açılımına devam etmemizi engellemeyecek, bilakis raporda yer alan hatalı olguların ve yanlış siyasi değerlendirmelerin zaman içerisinde farklı bir halde tezahüredeceğini uluslararası camiaya ısbatı için bize imkan sağlamış olacaktır.