Yapılan açıklama şöyle;

1.      Yabancı İşçiler ve Uluslararası Çalışma Standartları: Yabancı uyruklu, beceri gerektirmeyen   iş gücü, çevre ülkelerde genellikle 450-500 dolar seviyelerinde ücret alırken, ülkemizde piyasaya katkısı minimum düzeyde olan bu çalışanların asgari ücretinin  1000 dolara çıkması kayıtsız işçi sorununun büyümesine neden olacaktır. Yüksek asgari ücret, işverenleri daha düşük maliyetli, kayıt dışı işçi çalıştırmaya yöneltecektir.

 

2.       Nitelikli Personel ve Ücret Dengesi: Nitelikli personele yönelik ücret artışı yapılabilecekken, genel asgari ücretin hızlı ve düzenli artması, işverenlerin kaynaklarını sınırlayacaktır. Bu da nitelikli iş gücüne yapılacak yatırımların aksamasına neden olacaktır.

 

 

Trump hakkındaki "sus payı" davasında cezanın açıklanması süresiz ertelendi Trump hakkındaki "sus payı" davasında cezanın açıklanması süresiz ertelendi

3.      Pahalılığın Artması ve Enflasyon Sarmalı: Sık aralıklarla asgari ücret artışları, piyasalarda maliyet artışlarına neden olmaktadır. Üretici ve işverenler, artan maliyetleri fiyatlara yansıtmaktadır ve bu durum enflasyonu tetiklemektedir.  Enflasyonun sürekli yükselmesi, asgari ücretin yeniden artırılmasını gerektirmekte ve bu da bir kısır döngü yaratmaktadır. Ekonomide bu duruma "enflasyon sarmalı" denmektedir. Kadınların ve küçük işletme sahiplerinin bu durumdan en çok etkilenen gruplar arasında yer almasından dolayı  işsizlik ve pahalılığın kadın girişimciliğini tehdit ettiği bir tablo ortaya çıkarmaktadır.

 

4.      İşletmeler Üzerindeki Baskı: İşletmeler,  yüksek asgari ücret maliyetleri nedeniyle ya personel çıkarmak ya da kapanmak zorunda kalacaktır. Mikro işletmeler zaten sınırlı kaynaklarla faaliyet gösteren mikro işletmeler, sürekli artan asgari ücret baskısı ile daha da zora girecektir.

 

Bu bağlamda, asgari ücret artışlarının kontrollü ve dengeli bir şekilde planlanması, kayıt dışılığın önlenmesi ve işletmelerin desteklenmesi kritik önem taşımaktadır.