Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde ilk sözü CTP Milletvekili Fikri Toros aldı.
2025 Mali Yılı Bütçe Yasası'nın ülkeye hayırlı olmasını dileyen Toros, bütçenin mahalli gelirlerinin, giderleri karşılamasını temenni etti.
BM inisiyatifi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile ilgili görüşlerini ifade etmek istediğini dile getiren Toros, 61'inci yılına giren Kıbrıs sorununa değindi.
Kıbrıslı Türklerin Annan Planı'nda ortaya koyduğu iradesine sırt çevrildiğini dile getiren Toros, Kıbrıslı Türklerin özne olmaktan uzaklaştırıldığını ve tüm haklarından mahrum bırakıldığını belirtti.
Kıbrıs sorununun çözümlenememesinin karmaşık bir soruna döndüğünü dile getiren Toros, 2013 ile 2017 yılları arasındaki sürede Türk tarafının tutarlı ve samimi görüşmeler koyduğunu fakat sonuca ulaşamadığını kaydetti.
Yeni sürecin başarısızlığa fırsat vermeyecek şekilde kurgulanmasının hayati önem taşıdığını dile getiren Toros, tarafların uzlaşmaz tutumlarından uzaklaşması gerektiğini belirtti.
Toros, Cumhurbaşkanı ve Kıbrıs Türk toplumu lideri olan Ersin Tatar’ın istişare ve diplomatik temas yapmadığını söyledi.
Kıbrıs sorunun çözümünde Doğu Akdeniz’deki enerji güvenliğinin kritik rol oynadığına dikkat çeken Toros, Kıbrıs adası etrafındaki gelişmelerin önemini anlattı.
Kıbrıs sorunundaki çözümde garantör ülkelerin de önemine dikkat çeken Toros, Amerika ve İngiltere’nin askeri ve stratejik girişimlerinin Kıbrıs sorundaki çözümünü zorlaştırdığını belirtti.
Fikri Toros, Kıbrıs’ın toprak bütünlüğü ve Kıbrıslı kimliğini tartışmak değil korumanın gerektiğini dile getirerek, Kıbrıslı Türklerin her yerde adeta yok hükmünde sayıldığını dile getirerek, Kıbrıs’ta adil kalıcı bir federal çözüme sırt çevrilmemesi gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın yasal statü kazanarak gurur duyulan bir statüye kavuştuğunu dile getiren Toros, orkestranın 2019 yılından itibaren ülke sanatçılarından oluşturulduğunu dile getirdi.
Şu anda orkestranın düzenli konserler vermesinin ve sürdürülebilirliğinin imkânsız hale geldiğini kaydeden Toros, Cumhurbaşkanı’na bu konunun düzeltilmesi çağrısında bulundu.
-Erhürman
İkinci sözü alan CTP Başkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamına ve toplum liderliği makamına hangi görevlerin düştüğü, görevlerinin ne derece yapılıp yapılmadığını değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı’nın iç meselelere müdahalede bulunduğunu dile getiren Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlık ilkesi içerisinde hareket etmesi gerektiğini ancak Cumhurbaşkanı’nın hiçbir zaman bunu benimsemediğini ve muhalefeti hedef alan açıklamalar yapmaktan da hiç çekinmediğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı’nın basına yaptığı açıklamalara da değinen Erhürman, “Kıbrıslı” kavramının Anayasa'nın içinde yer almasına rağmen Cumhurbaşkanı’nın bu kavramla sorunu olduğunu belirtti.
Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın sürekli ayrıştırıcı görevleri benimsediğini savunarak, Cumhurbaşkanı’nın düşünce özgürlüğü konusunda en fazla rahatsız olan kişi sıfatına sahip olduğunu kaydetti.
Ali Kişmir davasına değinerek, herkesin üzerinde baskı atmosferinin oluşturulduğunu ve bu baskı atmosferine en başta Cumhurbaşkanlığı’nın karşı durması gerektiğini dile getiren Erhürman, bu dava konusunda Cumhurbaşkanlığı’ndan hiçbir ses çıkmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı’nın “fena halde kafasının karışık olduğunun görüldüğünü" savunan Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs Türk halkını dünya ile temasa geçecek yoğun mesai gerçekleştirmesi gerektiğini belirtti.
Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın sarayda yalnızlaşan, Kıbrıs Türk halkını da yalnızlaştıran bir duruma geldiğini söyledi.
Kıbrıs Türk halkına açılan her pencerenin önemli olduğunu vurgulayan Erhürman, bu dönemde AB ile ilişkilerin geri gittiğini, "BM’nin gayriresmi yemeğine bile istenmeden katılındığı" mesajının verildiğini ifade etti.
Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanı’nın kapılar konusunda çok da talepkâr olmadığını düşündüğünü dile getirerek, her noktada geri gidildiğini ve topluma ödetilen beldelerin de belli olduğunu kaydetti.
Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün artık mal ve can güvenliğinin tehlikede olduğunun göstergesi olduğunu dile getiren Erhürman, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün barışsızlık riskini de beraberinde getirdiği bir noktaya ulaştığını belirtti.
Gerek içerde gerek uluslararası bağlantıda gerekse Kıbrıs sorununun çözümü konusunda kayıp 4 yıl geçirildiğini dile getiren Erhürman, Kıbrıs sorununda başlanılan yerin çok gerisinde bulunulduğunu belirtti ve Cumhurbaşkanlığından hiçbir fayda sağlanmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı bütçesinde, kaybedilenlerin yerlerinin doldurulamayacağını dile getiren Erhürman, Kıbrıs Türk halkı açısından yapılanların doldurulabilir olmadığını kaydetti.
-Özuslu
CTP Milletvekili Sami Özuslu konuşmasında, 2025 yılının hem Cumhurbaşkanı’ndan hem de hükümetten kurtuluş yılı olacağını söyledi.
Tüm kurumlara sahip çıkılacağını dile getiren Özuslu, ülkenin 4-5 yıl içerisinde yaşanmaz hale getirildiğini kaydetti.
Bir gazetecinin mahkemede yargılandığına dikkat çeken Özuslu, yargı sürecini etkileyecek bir şey söylemek istemediğini belirterek, 3 Ekim 2023'te sundukalrı Askeri Suçlar ve Cezalar (Değişiklik) Yasa Önerisi'nin ivedilik olmasına rağmen görüşülmemesini eleştirdi.
“Ali Kişmir asla yalnız değildir” diyen Özuslu, ivediliği alınan bu yasanın hemen gündeme alınarak bu davadan toplumun daha fazla gerilmemesini sağlanmak gerektiğini kaydetti.
Sami Özuslu, daha önce de diğer gazetecilerin hapis cezasıyla karşı karşıya kaldığına işaret ederek, gazetecilerin yazdıkları yazılarla ilgili açılan davaları ve yaşanan süreçleri örneklerle anlattı.
Ülkenin okul, yol, sağlık gibi altyapı ihtiyaçlarının olduğu dikkate alınarak ülkenin mimarisine, boyutuna uymayan “külliye” yatırımından erken vakitte vazgeçilmesi gerektiğini dile getiren Özuslu, buralara aktarılan kaynakla okullar yapılmasını önerdi.
Binaların hastaneye veya okula dönebilme imkânı olup olmadığının sorularak bu yatırımın başka ihtiyaçlara kullanılması gerektiğini dile getiren Özuslu, bu konunun Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle konuşması çağrısında bulundu.
Özuslu, Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki artışa işaret ederek Özuslu, daha düşük artış yapılan eğitim ve sağlık bütçelerinin ne kadar yeterli olabileceğini sordu.
Cumhurbaşkanlığı bütçesinde yüzde 197 artış olduğuna dikkat çeken Özuslu, “Bu, külliye etkisidir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı için yapılan “külliyenin” masraflarının artışını rakamlarla açıklayan Özuslu, bu artışlarla kaç okul veya hastane yapılabileceğinin fark edilmesi gerektiğini kaydetti.
Toplumun 4 yıldır “lidersiz” olduğunu söyleyen Özuslu, Cumhurbaşkanı’nın ekibi tarafından yapılan “trollemelerden” de vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
Özuslu, Cumhurbaşkanı’nın yaptığı temaslar konusunda ise Cumhurbaşkanı’nın son yaptığı Bürüksel temaslarında kimlerle görüştüğünü sordu ve “Türk’ten Türk’e görüşme yapıldı” dedi.
"Karma evliliklerden doğan çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı sorununa" da değinen Özuslu, çok insanı etkileye bu konu ile ilgili Cumhurbaşkanı’nın tek bir cümle kurmadığını, sivil toplum örgütlerini de desteklediğini duymadığını söyledi.
Rumların, karma evliliklerden doğanlara karşı tutumunun da “insan hakları ihlali” olduğunu söyleyen Özuslu, Cumhurbaşkanı’nın “Kıbrıslılık” kavramını tanımadığı yönündeki açıklamalarını da eleştirerek, “Kıbrıslı Türk olmak benim için utanılacak değil övünülecek bir meseledir” dedi.
-Töre
Daha sonra söz alan UBP Milletvekili Zorlu Töre, Kıbrıs meselesinin Kıbrıslı Türklerin olduğu kadar Türkiye’nin de meselesi olduğunu söyledi.
Türkiyesiz Kıbrıs meselesinin ele alınamayacağını dile getiren Töre, Kıbrıs tarihi hakkında bilgilendirme yaptı.
Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden kaynaklanan doğal hakları olduğunu dile getiren Töre, Rumların bu hakları Kıbrıslı Türklere verme niyetinde olmadığını söyledi.
Bugünlere kolay gelinmediğini dile getiren Töre, geçmişin unutulmaması gerektiğini söyledi.
Kıbrıslılığın doğum yeri ve ikamet yerini gösterdiğini dile getiren Töre, kendisinin de Kıbrıslı Türk olmaktan şeref duyduğunu söyledi.
Hayalinin KKTC’nin tanınması olduğunu dile getiren Töre, bu toprakların şehitler tarafından kazanıldığını kaydetti ve “Özümüz milli davamızdır” dedi.