Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (KTMMOB) bağlı Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altunç yaptığı yazılı açıklamada, yapılan analizlerde toz olmadığı halde yaşanan rahatsızlığın nedeninin, havada oluşan ve ikinci kirletici olarak nitelendirilen yüksek miktardaki Ozon olduğunu söyledi. 

Allah hepinizden razı olsun... Allah hepinizden razı olsun...

Altunç açıklamasında, “Ozon (Ο3) atmosferin doğal bir bileşenidir. Renksiz, havadan ağırdır ve güçlü bir kokuya sahiptir. Oksitleyici maddedir, suda kolay çözünmez ve akciğerlere nüfuz ederse insan sağlığına zarar verir. Yüksek seviyede Ozon varlığı, soluduğumuz oksijen miktarında bir azalma anlamına gelir; bu da tıp hekimlerimizin çok iyi bildikleri halsizliğe ve ölüm riskine kadar sorunlara yol açabilir.” ifadelerine yer verdi.

Altunç, troposferin en üstünde, stratosferde oluşması ile ultraviole ışınlarına karşın bir kalkan görevi yapması, yani çok faydalı görev yapmasını beklediğimiz Ozon’un, solunan seviyede oluşmasından dolayı çok zararlı niteliğe dönüşebildiğini kaydetti.

Ozon’un, tarım ürünlerine, bitki ve ormanlara da zarar verdiğini dile getiren Altunç, “Bitkilerin yaprakları ile ürünlerine zarar verirken, ağaçlarda yaralanma ve yaprakların erken düşmesi, fotosentez kapasitesinin azalması, böcek istilasının artması gibi olumsuzluklara neden olur.” dedi. 

Motorlu araçlar, sanayi tesisleri, termik santraller gibi güç kaynaklarından çıkan kirleticilerin, sıcaklıkların arttığı bu dönemde fotokimyasal reaksiyon ile Ozon oluşturduğuna dikkat çeken Altunç, sözlerini şöyle tamamladı:

“Οzon'un ayrıca atmosferde elektrik deşarjları (gök gürültülü fırtınalar) tarafından da oluşturulduğu bilinmektedir.

Özellikle gündüz, yüksek sıcaklıklar reaksiyon gösterdiğinden, hava sıcaklığının yüksek olduğu 11.00 ile 16.00 saatleri arasında Ozon değerinin artması nedeniyle, sadece solunum sorunları olanların değil, tüm vatandaşlarımızın tedbirli olmaları salık verilir.

Her ne kadar da Meteoroloji dairesi ölçümleri arasında yer almasa da 'hava kirliliği' ölçen istasyonların bağlı bulunduğu Çevre Dairesi kanalıyla ölçüm değerlerinin paylaşılması, hatta vatandaşlarımızın da görebileceği şekilde kamu bilgisine verilmesi yararlı olacaktır.”