Siyasette kaçınılmaz yenilgi ve zaferler yoktur. Siyaset, bugünü es geçmeyen, geçmişe yüz çevirmeyen sorumluluk kültürü, mutabakat kümesidir.
28. dönem TBMM'de görev alan her vekilin bu tarihe bağlı olması, vatan ve var oluş borcudur. Bu borç istiklal ve istikbal ödevidir.
Ortak gelecek hayali köhnemeye yüz tutuyor. Kahredici bir salgın gibi büyüyen bu düşünce yapısı bitmeli
"BAŞKA TÜRKİYE YOK"
Medeniyetler arasındaki sertleşen kutuplaşmanın nedeni hakimiyet ve paylaşım kavgalarının cinnet eşiğine dayanmasıdır. İnsani değerler, insan hak ve hukuku ayaklar altındadır.
Bu salgının ülkemizi tesir altına alıyor olması hepimize alarm vermelidir. Yol haritamızı belirlemek varken birbirimizi hırpalamak gaflet ve delalettir. Başka Türkiye yoktur.
Gideceğimiz, bir yurt köşesi yoktur. Bölgesel tehdidin kıyımıza çarptığı zaman diliminde Türk milleti birbirine sımsıkı sarılmakla mükelleftir. Sadece camilerimizde, düğün alaylarında, cenazelerde değil hayatın her alanında katlanan güncel tehlikelere direniş göstermeliyiz.
Çağın gerisinde kalmak, gönül köprülerini yıkmak herkesi uyarıyorum ki tarihin harabelerine karışmakla eş anlamlıdır. Güçlenmiş vahşet, küresel sömürgecilik sadece Türk İslam alemine değil beşeriyetin tamamına pusu kurmuştur.
Dünyada gelir adaletsizliği sürerken buna bir de çatışmalar, savaşlar, kaygılı bekleyişler eklenmiştir. İnsani krizler volkan ağzı gibi patlamaktadır.
Dağıtılmak istenen birliğimizdir. Ölümüz şehit, dirimiz yiğit, direncimiz müthiştir. Şansını denemek isteyen varsa buyursun gelsin.