Orhan İSMAİLOĞLU
Feruza Hanım, sizi tanıyabilir miyiz? Hangi yıllarda ve nerede doğdunuz?
Ben Feruza Gözel, 1979 yılında Özbekistan’da doğdum ve büyüdüm. 2010 yılında Türkiye'ye, İstanbul’a yerleştim. O günden beri burada yaşıyorum.
Moda ve tasarım ilgisi çocukluktan itibaren var mıydı?
Evet, çocukluğumdan beri moda ve tasarım benim içimde hep vardı. Babam ise bana hemşire olmamı istedi ve bu yüzden Özbekistan Tıp Üniversitesi'nde dört yıllık hemşirelik eğitimi aldım. Ancak içimdeki tasarım tutkusunu hiçbir zaman kaybetmedim.
Hemşirelik eğitimini tamamladıktan sonra tasarım alanına nasıl adım attınız?
Hemşirelik mesleğimi devam ettiremedim. Yaklaşık on yıl önce ticaret yapmaya karar verdim ve bir ayakkabı atölyesi açtım. Yurt dışına, özellikle Rusya, Özbekistan, Kazakistan gibi Orta Asya ülkelerine üretim yaparak ayakkabılar göndermeye başladım. Ancak içimdeki moda sevgisi, tasarımla ilgili hevesim her zaman devam etti. Bu yüzden üç yıl önce kendi markamı kurmaya karar verdim.
Moda tasarımına olan ilginizi nasıl geliştirdiniz?
Moda tasarımına olan ilgimi, katıldığım birkaç özel kurs ve eğitimle geliştirdim. Her yıl değişen moda dinamikleri nedeniyle kendimi sürekli geliştirmeye devam ediyorum. Moda tasarımı sadece estetik değil, aynı zamanda teknik bilgi gerektiren bir alan ve ben de bu konuda eğitimler aldım.
Türkiye’deki ayakkabı piyasasında ne gibi eksiklikler fark ettiniz?
Türkiye’de gerçekten kaliteli stiletto ayakkabıları bulmak oldukça zordu. Bu eksikliği fark ettiğimde, çocukluktan gelen hevesimi değerlendirerek bu alanda ilerlemeye karar verdim. Hem piyasada ciddi bir ihtiyaç vardı, hem de bu işi gerçekten seviyorum. Ayakkabı tasarımı, elbise tasarımından çok daha teknik bir iş, çünkü her detayın doğru yapılması gerekiyor.
Ayakkabı tasarımında en önemli faktörler neler?
Ayakkabı tasarımında en önemli faktörler, kalıp, deri, taban ve ökçe gibi teknik detaylardır. Elbise tasarımında olduğu gibi, ayakkabıyı küçültme ya da değiştirme şansınız yok. Bu nedenle, doğru ölçüleri ve kaliteli malzemeleri kullanmak çok önemli.
Genellikle hangi tür ayakkabılar tasarlıyorsunuz?
Genellikle fantezi ayakkabılar, stiletto ve davet ayakkabıları tasarlıyorum. Ayrıca gece ayakkabıları ve sahne ayakkabıları da yapıyorum. Bu tür ayakkabılara olan talep büyük ve ben bu tür tasarımları yapmayı çok seviyorum. Kendisinin topuklu ayakkabı giymeyi seven birisi olarak, tasarımlarımda da bu stile odaklanıyorum.
Modadaki en büyük trendler hakkında neler söylemek istersiniz?
Stiletto modası asla geçmez, her yıl renkler değişse de stil aynıdır. Bu yılın kış sezonunda mor, parlement mavisi, gümüş ve altın renkleri çok moda. Yaz sezonu için ise sarı ve beyaz gibi canlı renkler öne çıkacak. Her zaman şunu söylüyorum, Stiletto modası her zaman geçer, ama hiçbir zaman ölmez.
Markanızı kurduktan sonra ne gibi hedefleriniz var?
Markam Gızıa,Türkiye’de ve yurt dışında kendine yer bulmaya başladı. Şu anki en büyük hedefim, Avrupa pazarına açılmak. Türk tasarımlarının dünya çapında tanınmasını ve Avrupa’da tercih edilmesini istiyorum. Neden Avrupa halkı bizim tasarımlarımızı giymesin ki?
Kıbrıs ile ilişkiniz nasıl başladı?
Kıbrıs’ı ilk olarak Hayriye Vurdu sayesinde tanıdım. Kendisine çok teşekkür ederim. Üç yıldır birlikte çalışıyoruz ve uluslararası güzellik yarışmalarında, tasarladığım ayakkabıları mankenlerimizin ayaklarında gördük. Bu yılki organizasyonda da yine mankenler, benim tasarımlarım olan ayakkabıları giydi. Kıbrıs halkına da çok teşekkür ediyorum.
Kıbrıs’tan sonra başka hangi pazarlara açılmayı düşünüyorsunuz?
Kıbrıs’ta edindiğimiz deneyimle, Avrupa pazarına açılmayı hedefliyorum. Türk tasarımlarının dünya çapında tanınması ve ilgi görmesi için büyük bir potansiyel var. Bu yüzden hedefim, hem yurt içinde hem de yurt dışında büyümek.
Son olarak, modaya ve tasarıma ilgisi olanlara neler tavsiye edersiniz?
Modaya ve tasarıma ilgi duyanlara en önemli tavsiyem, her zaman kendilerini geliştirmeleri ve yeniliklere açık olmalarıdır. Moda sürekli değişiyor ve bu değişimlere ayak uydurmak için öğrenmeye ve araştırmaya devam etmek gerekiyor. Sabırlı olun, çünkü başarılı olmak zaman alabilir ama doğru yolda ilerlerseniz her şey mümkün.
