Tatar, söz konusu iddiaların Rum tarafının bilindik hayal ürünü ve manipülasyona dayalı siyasetinin bir parçası olduğunu belirterek, Kıbrıs Türk Halkının bu tür algı operasyonlarına boyun eğmeyeceğini vurguladı.
Açıklamada, Rum medyasına sızdırılan ve ardından Rum liderin sözcüsü tarafından kamuoyuna servis edilen bu mesnetsiz iddianın, çaresizlik içeren bir algı operasyonu olduğu ifade edildi. Tatar, bu spekülasyonlara Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın net ve açık bir şekilde yanıt verdiğini ve iddiaların hayal ürünü olduğunu duyurduğunu hatırlattı.
İddiaların ardından içeride bazı çevrelerden gelen eleştirilere de değinen Tatar, başta CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman olmak üzere muhalefetin yönelttiği “neden KKTC’den açıklama yapılmadı” suçlamalarının, devleti hiçe sayan bir yaklaşım içerdiğini belirtti. “Devletinin çıkarlarını gözeten herhangi bir siyasetçinin yapacağı açıklamalara itina göstermesi gerekir” diyen Tatar, siyasi kazanç uğruna Halkın iradesini hedef alan söylemleri eleştirdi.
Kıbrıs Türk Halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün bu meselede temel unsur olduğuna dikkat çeken Tatar, muhalefetin bu konularda küçümseyici ve alaycı tutum takındığını ifade etti. “Kıbrıs Türk Halkının aktör olmasından en çok rahatsız olanlar, içeriden ses yükseltenlerdir” dedi.
Tatar, 50 yılı aşkın süredir Rum tarafıyla sürdürülen çözüm arayışlarının başarısız olduğunu vurgulayarak, “Halkımızın ihtiyacı olan, başkalarının iradesine dahil olmak değil, kendi iradesinin sahaya yansımasıdır” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Türk Halkına uzun süredir uygulanan izolasyonlara da değinen Tatar, doğrudan ticaret, uçuş ve kültürel faaliyetler gibi temel hakların Rum siyasetinin baskısıyla engellendiğini belirtti. Bu bağlamda, Rum tarafına yönelik kısıtlamaların kalkacağı yönündeki haberlerin mantık dışı olduğunu söyledi. “Rum tarafı, kendine uygulanan kısıtlamaların kalkmasını istiyorsa, önce Kıbrıs Türk Halkına yönelik izolasyonlara son vermelidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkının edilgen değil, egemen ve kararlı bir aktör olduğunu vurgulayarak, “Bu iradeye saygı duymayanlar, Halkımızdan güven bekleyemez” ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.