Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ABD başkanlık seçimlerini değerlendirerek, şu görüşleri paylaştı:

"Türkiye'de bazı çevrelerin fil ile eşek arasına sıkışıp kalmaları, Trump'ın seçilmesinden dolayı karalar bağlamaları, Kamala Harris'in kaybedişinden dolayı neredeyse yas tutacak noktaya gelmeleri akılla ve mantıkla izah edilemeyecek garabettir. ABD'deki Demokratların ve Cumhuriyetçilerin holiganlaşmış taraftarlarına ülkemizde de tesadüf etmek utanç duyulacak bir köksüzlüktür. Biden'ın, içimizdeki sömürgeleşmiş işbirlikçileriyle dayanışma halinde Sayın Cumhurbaşkanımızı seçimle değiştirip devirme planları şimdi tuzla buz olmuştur. Allah'ın işine bakınız ki değişen ve devrilen, akli melekelerinin dahi kendisini terk ettiği Biden'dan başkası değildir. Düşmez kalkmaz bir Allah'tır, düşüp de kalkamayan Biden ve Harris'tir."

ABD'deki seçime Türkiye merkezli baktıklarını ifade eden Bahçeli, kimin kazanıp kaybettiğinden daha çok ABD-Türkiye ilişkilerinin nasıl bir boyut ve içerik alacağıyla ilgili analiz ve değerlendirme yaptıklarını söyledi.

Donald Trump'ın ilk döneminden farklı bir profil sergilemesinin, dostluk ve müttefiklik hukukunun doğasına müzahir hareket etmesinin, iki ülkenin de müşterek hayrına olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Uluslararası siyaset denkleminde, ülkeler arasında kurulan ikili veya çoklu diyaloglar bağlamında, köklü dostluk veya kategorik düşmanlıktan bahsetmek hem doğru hem de doğal kabul edilemez. Asıl mesele milli çıkarlarımızdır." değerlendirmesinde bulundu.

Sürekli değişkenlik gösteren, pek çok argümana ve parametreye bağlı olan ülkeler arası ilişkilerin saygıya, barışçıl arayışlara, küresel adalet ve hukuk ölçülerine uygunluğunun temel bir kriter olduğunu belirten Bahçeli, "Bir tarafın geri adımlarla taviz üstüne taviz vermeye zorlandığı, diğer tarafın dayattığı, zorladığı, sürekli alan genişlettiği, yaptırım ve baskı mekanizmalarıyla toksik ağlar kurduğu ilişkiler sisteminin kalıcı ve sürdürülebilir olması akıl dışı bir ihtimaldir. Türkiye ile ABD arasında İkinci Dünya Savaşı sonrasına tekabül eden yakın ve yoğun diyaloglar manzumesinde yepyeni ve temiz bir sayfa açılmalıdır." diye konuştu.

Husumeti körükleyen, huşuneti köpürten ekonomik ve politik engellemelerin demokrasi ahlakıyla, aklıselimle ve egemenlik haklarıyla bağdaşmayacağının ortada olduğunu kaydeden Bahçeli, "Mayın tarlasında münakaşa inatları, uçurum kenarlarında müzakere ısrarları, bitmek tükenmek bilmeyen ağız dalaşları, devamlı sahne alan güç gösterileri, ancak ve ancak çözümsüzlüğe hizmettir. Türkiye ile ABD arasında çözülemeyecek hiçbir sorunun olmayacağı hususundaki temkinli iyimserliğimizi ve iyi niyetli iradi vasfımızı koruma ve bunu da sürdürme çabasındayız." sözlerini sarf etti.

Devlet Bahçeli: "Cumhurbaşkanı ile şahsım arasında ayrışma yoktur" Devlet Bahçeli: "Cumhurbaşkanı ile şahsım arasında ayrışma yoktur"

Akıl ve ahlakı hiçe sayan emrivakilerin, şükran ile hüsran arasında yaşanan gelgitli tutumların, siyasetin konusu olmaktan çok, stratejik hesaplaşmaların ve sinir harplerinin ilgi sahasına gireceğini dile getiren Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"ABD Başkanı Trump'ın göreve gelir gelmez İsrail ile Filistin arasında barışı mı yoksa soykırımı mı destekleyeceği, Ukrayna ile Rusya arasında üçüncü yılını dolduran savaşa yönelik müspet sözlerini tutup tutmayacağı, Suriye'den Amerikan askerlerini çekip çekmeyeceğinin yanı sıra, PKK/YPG/PYD terör örgütlerine nasıl bakacağı, eski bildik ve kabul edilemez politikalara bağlı kalıp kalmayacağı, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesi etrafında, uluslararası hukukun yanında durup durmayacağı, Türkiye'nin egemenlik haklarını yok sayıp saymayacağı, hepsinden daha önemlisi ülkemizi isabetli ve hakkaniyetli okuyup okumayacağı hiç kuşkunuz olmasın ki belli olacak, bizim de tavrımız bu vesileyle tecelli edecektir."

"Türkiye, dönem dönem sorgulasak da bir NATO ülkesidir" diyen Bahçeli, "Bu ittifak mimarisinin gerek ve yeter şartlarını ihtiva eden kurumsal ve hukuksal niteliklerine özelde ABD'nin, genelde diğer tüm üye ülkelerin riayeti başlıca sorumluluktur. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir ülkedir, her türlü iç ve dış vesayet yok hükmündedir. Her ülkenin bağımsızlığına, meşru, hukuki ve egemenlikle örtüşen kapsamlı çıkarlarına saygımız tamdır. Ancak aynı saygıyı başkalarından görmek ve şahit olmak da en tabii hakkımızdır." ifadesini kullandı.