Meclisten verilen bilgiye göre, toplantıda konuşma yapan Yasemi Öztürk, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uygulanan gayrı insani siyasi, ekonomik ve diğer birçok alandaki ambargoların yıkıcı sonuçlarını ana vatan Türkiye Cumhuriyeti’nin her alanda verdiği sonsuz destekle aşmaya çalıştıklarını ifade etti.

“Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan KKTC’ye uygulanan haksız ambargolar ve izolasyonlara karşı ancak Türk dünyası ailesi olarak birlikte mücadele ederek, bize uygulanan haksızlığa dur diyebiliriz.” ifadelerini kullanan Öztürk, Kıbrıs Türkü’nün adada varlığını sürdürebilmek için çok kayıplar verdiğini ve çok mücadelelerden geçtiğini kaydetti.

 

- “Bu günlere hiç de kolay gelmedik”

 

Öztürk, “Atalarımızdan bizlere miras kalan bu topraklarda bugün hala var olma mücadelesi sürdürmekteyiz. Bu günlere hiç de kolay gelmedik. 1974 mutlu Barış Harekâtı’nda ana vatan Türkiye’nin garantörlük haklarını kullanarak müdahale etmesi sonucunda bugün bizler burada, bir Türk devleti olarak karşınızda durmaktayız.” dedi.

Türkiye’nin her alanda olduğu gibi savunma alanında da havada, karada ve denizde hem Türkiye hem de Doğu Akdeniz’de güvenliği sağlayacak kapasitede olduğunu vurgulayan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu güç sayesinde Kıbrıs Türkü, jeopolitik öneme sahip bunca gerginliğin tam merkezinde olan Kıbrıs adasında korkusuzca yaşamını sürdürebilmektedir. Bizler ‘bir gece ansızın gelebilirim’ şarkılarıyla korkutulmuş insanlarız. Ancak bir gün ansızın gelen Türkiye oldu ve bizleri o karanlık günlerden kurtardı. Bugün, bu gücün farkında olanlar geçmişte Kıbrıs Türkü’nü sahipsiz zannederek atılmış oldukları maceralardan geri durmaktadır.  

 

-“Kıbrıs Türkleri hiç kimseye zararı olmamasına rağmen hep cezalandırılan taraf oldu”

Murat Şenkul: Bu fırtınanın herhangi bir cana zarar gelmeden geçmesini diliyorum Murat Şenkul: Bu fırtınanın herhangi bir cana zarar gelmeden geçmesini diliyorum

 

Hukukun üstünlüğüne inanan Kıbrıs Türkleri hiç kimseye zararı olmamasına rağmen hep cezalandırılan taraf olmuştur. Bunun en büyük örneği Annan Planı döneminde Kıbrıslı Türklerin çözüm için referandumda evet cevabına rağmen Rumların hayır cevabını vermiş olmasıdır. Bu sonuca rağmen Rumlar tek taraflı olarak AB’ye üye kabul edilmişler, Kıbrıslı Türkler adeta bir kenara itilmiş ve izolasyonlar altında yaşam mücadelesi vermeye zorlanmışlardır. Tüm bu yaşananlar yetmezmiş gibi, sanki uzlaşmak istemeyen taraf Türk tarafıymış gibi gösterilmeye çalışılmıştır.”

 

-“Tek yürek olarak hareket etmeliyiz”

 

Güney Kıbrıs’ın savunma ve silah alanlarında yaptığı harcamaların KKTC’nin devlet bütçesinin kat ve kat üzerinde olduğuna dikkat çeken Öztürk, Güney Kıbrıs’ın ABD ve İsrail gibi devletlerle yaptığı ittifak anlaşmalarının da bunun bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Öztürk, “Tüm bunların gözümüzün önünde yaşanması bizleri hiç bir zaman yıldırmadığı gibi, aksine ana vatan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk devletleri ile iş birliği içerisinde savunma konusunda da yalnız olmadığımızı yürekten bilmekteyiz. Bu nedenle dünyaya karşı tek ses olma adına artık hedeflerimizi netleştirmek ve bu doğrultuda tek yürek olarak hareket etmeliyiz.” şeklinde konuştu.

Teşkilat bünyesinde üzerlerine düşen her türlü görevi layıkıyla yerine getirebilmek, dayanışma ve iş birliğinin taçlandırılması adına TÜRKPA sekretaryasıyla temas halinde olacaklarını belirten Öztürk, “Gelecek etkinlik ve toplantılara katılmak istediğimizin altını çizmek istiyorum.” dedi.