Tufan Erhürman Farkı Bu İşte! Tufan Erhürman Farkı Bu İşte!

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte ev dışında geçirilen zaman da artmakta ve güneş ışınları, yararları ve zararları açısından tekrar gündeme gelmektedir. Güneş ışınları başlıca ultraviyole A ve B dalgalarından oluşur. Ozon tabakası tarafından emilmeyen ve pencere camından da geçebilen UV-A (yaşlandırıcı ışınlar); ciltte erken yaşlanma ve kırışıklığa neden olabilirken ozon tabakası tarafından kısmen emilen ve pencere camından geçemeyen UV-B (yakıcı ışınlar); ciltte bronzlaşmaya, güneş yanıklarına ve katarakta neden olabilir. Cilt kanseri oluşumunda ise hem UV-A, hem de UV-B ışınları sorumlu tutulmaktadır.
Bilindiği üzere D vitamininin en önemli kaynağı da güneş ışınlarıdır (UV-B). Bir miktar D vitamini, yağlı balıklarda (somon, uskumru, ton balığı gibi), yumurta sarısı veya D vitamini ile zenginleştirilmiş sütte bulunabilir. Güneş ışığı almadan veya vitamin takviyesi olmadan bu gıdalar, D vitamini bakımından sağlıklı bir kan seviyesi için yeterli değildir.
D vitamininin kemik sağlığı için önemi yıllardan beri bilinmekte olup her geçen yıl yeni yararlarından bahsedilmektedir. Sinir sistemi ve bağışıklık sistemini de güçlendiren D vitamininin eksikliğinde çocuklarda raşitizm, erişkinlerde osteomalazi gibi kemik hastalıklarının görüldüğü, ayrıca yine bazı hastalıklara (kolon, meme veya prostat kanseri, multipl skleroz, tip 1 diyabet gibi) yakalanma riskinin arttığı saptanmıştır. Güneş ışınlarının bu çift yönlü etkisi (vücudumuzda D vitamini sentezini sağlayan güneş ışınlarının aynı zamanda güneş yanığı ve cilt kanseri gibi önemli sorunlara da neden olabilmesi); ne kadar süre güneş ışığı alınması gerektiği, güneş koruyucu ürünlerin kullanılıp kullanılmaması gerektiği gibi tartışmaları da beraberinde getirmektedir. 
Koyu cilt rengi, ileri yaş ve düşük UV indeksi (örneğin kuzey enlemlerinde kış ayları); D vitamini sentezini olumsuz etkileyen faktörlerdir. Beyaz tenli kişiler, cilt kanseriyle sonuçlanabilen UV ışınları riski altındayken koyu tenli kişilerde bu risk daha azdır. Fakat koyu cilt rengine sahip kişilerde ise D vitamini eksikliği riski daha fazla olmaktadır. Güneş kremi kullanılması, güneşin zararlı etkilerine karşı korurken öte yandan D vitamini üretimini de engellemektedir.
UV ışınlarının zararlı etkisinden korunmak ve yeterli D vitamini de alabilmek için güneş ışınlarına sınırlı maruz kalınması önerilmektedir. Ancak bu sürenin ne kadar olması gerektiği, çeşitli faktörlere göre değişebilir. Örneğin; yeterli D vitamini sağlanması için mevsim, günün saati, hava koşulları, ten rengi, yaş vb. nedenlerle herkese önerilebilecek standart bir süre yoktur. Günümüzde kabul edilen görüş ise ultraviyole ışınlarının zararlı etkisinin unutulmaması gerektiği ve güneş koruyucuların kullanılması yönündedir.
Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunmalıyız? 
Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için alınması gereken ilk önlem, güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatler olan 10.00-16.00 arasında, özellikle de 11.00-14.00 saat aralığında güneşten kaçınmaktır. Bu saatlerde dışarıda olunduğu zaman gölgede bulunmaya çalışılmalı, geniş kenarlı şapka ve UV-A ve UV-B filtreli güneş gözlüğü kullanılmalı, rahat ve bol pamuklu giysiler giyilmelidir. Güneşin zararlı UV ışınları; kum, su, kar veya betondan yansıyarak bulutlu günlerde dahi zararlı olabilir, bu nedenle güneş koruyucu kullanılması gerekir.
Güneş koruyucu nasıl seçilmelidir?
Güneş koruyucu krem seçiminde hem ultraviyole A (UV-A) hem de ultraviyole B (UV-B) ışınlarına karşı koruma sağlayan, geniş spektrumlu (yüksek faktör) ve mümkünse suya dayanıklı güneş koruyucular tercih edilmelidir. Güneş koruyucuların içinde bulunan çinko oksit, etkili bir fiziksel bariyer oluşturarak özellikle burun, yanaklar, kulakların üst kısmı ve omuzlarda ekstra fayda sağlamaktadır. Ancak hormonal etkileri de olabilen kimyasal etkili oxybenzone içeriği olan ürünler tercih edilmemelidir.
Güneş koruma faktörü (SPF/GKF) 2-12 arası olan ürünler hafif, 12-30 olanlar orta, 30 ve üzeri olanlar ise yüksek koruma sağlar. Cilt rengi açık veya koyu olan herkesin güneş koruyucu kullanması önerilmektedir. Fakat açık tenli kişiler, daha yüksek faktörlü ürünleri tercih etmelidir. Tercih edilecek güneş koruyucu minimum 15 faktör olmalıdır. Ancak dermatologlar, 30 faktör ve üstünü önermektedirler. 50 faktör ve üzeri olan güneş koruyucuların ilave yararı olmadığı bilinmektedir.
Güneş koruyucular; güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli, 2-4 saatte bir yenilenmelidir. Yüksek koruma faktörlü güneş koruyucuların güneşte kalma süresini uzatmayacağı unutulmamalıdır. Suya dayanıklı bir ürün de kullanılsa dahi, terleme ve yüzme sonrası tekrar koruyucu uygulanması önerilmektedir. UV ışınlarına doğrudan maruz kalan kısımlara (yüz, burun, kulaklar, el ve ayaklar, omuzlar ve dizler) bol miktarda güneş koruyucu uygulanması gerekir. Ayrıca koruyucu ürünler; güneşte daha uzun süre kalmak amacıyla değil, güneşten korunmak amacıyla kullanılmalıdır. Güneş koruyucular D vitamini sentezini engellese de ultraviyole ışınlarının zararlı etkileri göz önüne alındığında kullanılması gereken ürünlerdir. 
D vitamini ihtiyacını nasıl karşılayabiliriz?
Sadece yüz ve ellerin günde 15-20 dakika güneşe maruz kalması, vücutta D vitamini sentezi için yeterli olabilmektedir. Gıdalar D vitamini açısından iyi bir kaynak değildir. Pencereden gelen güneş ışığı, D vitamini sentezini sağlamamaktadır. İlerleyen yaşla birlikte de D vitamini sentezi azalmaktadır. Bu nedenlerle vücutta D vitamini eksikliği olduğu takdirde, dışarıdan vitamin desteği alınması uygundur. Özellikle kış aylarında, güneşe maruz kalma olasılığı da bulunmadığından D vitamini takviyesi gerekebilmektedir.
Vücudumuzun doğumdan sonraki ilk bir yaşta günlük 400’ü, daha sonraki yaşlarda günlük en az 600’ü, 70 yaşından sonra ise 800’ünün D vitaminine ihtiyacı vardır. Bu miktar, kişinin yaşam şekline ve mevcut sağlık problemine göre değişebilmektedir. Kandaki D vitamini düzeyinde eksiklik olup olmadığı, kan ölçümü ile saptanabilmektedir.
Çocukları güneşten nasıl korumalıyız? 
Çocuk ve ergenlerin dışarıda geçirdikleri süre, erişkinlerden çok daha fazladır. Yaşam boyunca maruz kalınan UV ışınlarının yüzde 50’den fazlasının bu dönemlerde alındığı bildirilmektedir. Çocukların güneşten korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek cilt kanserlerinin önlenmesi açısından çok önemlidir. Ayrıca güneş ışığının etkisi ile çocuklarda güneş yanığı, ateş, titreme gibi rahatsızlıkların görülme olasılığı daha fazla olduğundan çocukların yaz aylarında özellikle korunması gerekmektedir.
Altı aydan küçük bebeklerin güneşten korunması için direkt güneş ışınlarına maruz kalmamaları, gölgede tutulmaları, kolları ve bacakları kapatan hafif giysiler ve kenarlı şapkalar giydirilmesi birincil önlemlerdir. Bunun yanı sıra bebeğin aşırı terlemediğine ve yeterli su/sıvı aldığına emin olunması gerekir. Uygun kıyafetler veya gölgede kalma olasılığı bulunmadığında, bebeğin açıkta kalan vücut bölümlerine (yüz, el sırtları, boyun gibi) az miktarda, en az 30 faktörlü güneş koruyucu sürülmesi gerekir. Bu durumda bebeğin güneşin zararlı ışınlarından daha iyi korunması için koruyucunun mümkünse, güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürülmesi önerilmektedir. Eğer güneş yanığı oluşursa etkilenen bölgeye soğuk kompres uygulanabilir.
Daha büyük çocuklar için ise zararlı UV ışınlarına karşı ilk ve en önemli korunma yolu giysilerdir. Çocuğun gölgede tutulması, UV ışınlarının en yoğun olduğu saatler olan 10.00-16.00 arasında güneşten sakınılması gerekir. Pamuklu giysilerin tercih edilmesi, geniş kenarlı şapkalar takılması, UV korumalı güneş gözlükleri kullanılması da önemli tedbirler arasında yer alır. Giysilerin kapatmadığı ve güneşe maruz kalan bölgelere minimum 30 faktör olacak şekilde güneş koruyucu sürülmelidir. Uygulamadan önce söz konusu ürünün alerji olasılığı, çocuğun sırtında küçük bir alana sürülerek test edilmelidir. Ayrıca koruyucular göz çevresine dikkatlice uygulanmalı ve göze sürülmemelidir. Her iki saatte bir, özellikle terleme ve yüzme sonrasında yeterli miktarda güneş koruyucu tekrar sürülmelidir. İçeriğinde çinko oksit veya titanyum dioksit olan ürünler veya hassas çocuk ciltleri için özel olarak yapılmış güneş koruyucular tercih edilmelidir. Krem formundaki güneş koruyucular, çocuklar için daha uygun bir seçenektir.