Çatalköy ve Gazimağusa’da uyuşturucu bulundu Çatalköy ve Gazimağusa’da uyuşturucu bulundu

“Rumlar ve onlara yardım etmek için çırpınan KKTC’deki malum uzantılarının adanın bir zamanlar bütünüyle Türk idaresinde olduğunu, Rum toplumunun mülkiyet ve nüfus çoğunluğunu ancak İngiliz oyunları ve baskılar sonucu ele geçirdiklerini anımsaması gerektiğinin” altını çizen Gülbahar şunları vurguladı:
 “ Hiçbir baskı, ihanet veya çaba Kıbrıs Türkü’nü 1974 öncesi götüremeyecektir. Rum saldırılarını sanki 1968’den 2017’ye kadar, 55 yıl devam eden görüşmeler devam ederken bize ambargo uygulamamışlar, haklarımızı gasp etmemişler, saldırmamışlar gibi ‘federasyon görüşmelerine oturulmuyor o yüzden bunlar başımıza geliyor’ diye makul göstermeye çalışanlar tarihi süreci Kıbrıs Türkü’nün dikkatinden kaçırarak bir yere varabileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlar.
Kıbrıs Türkü’nün yıllardır ortağı olduğu, Rumların Enosis  amaçlı silahlı saldırıları sonucu gasp ettikleri Devlet’in getirilerinden mahrum edildiğini, 11 yıl Rum barbarlığı nedeniyle 103 yerleşim birimi ve köyüne hiç gidemediğini, göçmen evlerinde yaşamak zorunda kaldığını, Güney Kıbrıs’ta çok değerli mallar bıraktığını,  Maraş başta olmak üzere adanın dört bir yanındaki Vakıf mallarının İngiliz oyunları ile Rumlar tarafından ele geçirildiğini hiç kimse yadsıyamaz.
Federal çözüm arayışları Rum tarafının Kıbrıs Türkü’nün bize uyguladığı ambargoları, izolasyonun devamından başka işe yaramaması, Rumların egemenliğimizi, kurulacak Devlet’e etkin katılımımızı, veto hakkımız olmasını, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamını istememeleri, topraklarımızın üçte birini almayı hedeflemeleri, mülkiyet konusunda Avrupa Birliği’nin de desteği ile sosyal ve ekonomik yaşantımızı tamamen berhava edecek öneriler ortaya koymaları nedeniyle, kısacası Rum uzlaşmazlığı sonucu artık bitmiştir.
Rum komşularımızla içimizdeki uzantıları ya egemen eşitliğimizi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin statüsünün kendi Devletleri ile eşit olduğunu kabul edip iki Devlet’in işbirliği yapması mantığına dayalı bir çözüme evet diyecek bunu içlerine sindirecekler ya da bugün olduğu gibi iki Devlet kendi yollarında ayrı ayrı ilerlemeye devam edecek.
Türk tarafı bu konuda kararlıdır ve bu kararlı politika milletimizin kahredici çoğunluğunun tam desteğine sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oy birliği ile yayınladığı son Kıbrıs tezkeresi bunun kanıtıdır.
Hiç kimse Rumların yaptıklarının yanlarına kalacağını sanmasın. Ya Rumlar derhal  saldırılarına , mantıksız , düşmanca tavırlarına son verecekler ya  da Türk tarafı günü geldiğinde Rum saldırılarına gereken yanıtı verecektir. 
Milli Mücadele Vakfı olarak düşmanlara ve düşmanlıklara karşı halkımızın, iş dünyamızın, müteahhitlerimizin, turizmcilerimizin, Devletimizin, Anavatanımızın yanında ve yolundayız.”