Ülkemizde özellikle son dönemde artış gösteren sahte ilaçların oluşturduğu risklere karşı uzmanlar uyardı. Toplantıda, sahte ilaçların güncel durumu verilerle ortaya koyulurken eczaneden alınmayan ilaçların hastalar için yarattığı tehlikelere dikkat çekildi.
"TÜRKİYE'DE ZAYIFLAMAYA İLGİ BÜYÜK"
Obezite ve zayıflama tedavilerine yönelik tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük talep olduğunu belirten Türk Diyabet Cemiyeti Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva, bu durumun obezitenin gittikçe daha fazla insanı etkilemesinden kaynakladığını vurgulayarak; "Bugün küresel olarak 2 milyardan fazla yetişkinin aşırı kilolu, 800 milyondan fazlasının ise obeziteli olduğu biliyoruz. 18 yaşın üzerindeki bireylerin yaklaşık yüzde 40'ı aşırı kilolu, yüzde 13'ü ise obezite ile mücadele ediyor. Daha da önemlisi, obezitenin çocukları giderek artan bir hızla etkilemesi. Günümüzde 5-19 yaş grubundaki çocuk ve gençlerde kilo fazlalığı oranı yüzde 20'ye yaklaşmış durumda. Gereken önlemler ivedilikle alınmazsa 2030 yılına kadar dünyadaki obeziteli kişi sayısının iki kat artarak 1 milyarı geçeceği ve her iki kişiden birinin kilo sorunu yaşayacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde de durum hiç iç açıcı değil. Türkiye'de halihazırda her 3 yetişkinden 1'i obeziteli, 1'i ise fazla kilolu. Ve ne yazık ki yine bu verilere göre, Avrupa sıralamasında birinci sırada yer alıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporuna göre, Türkiye, obezitenin en hızlı arttığı ülkeler arasında yer alıyor. Aynı rapor, 2060 yılına kadar global obezite oranının yüzde 70'e ulaşacağını öngörürken, Türkiye'deki obezite oranının ise yüzde 94'e çıkabileceğini söylüyor."
"SAHTE İLAÇLAR YAŞAMI TEHDİT EDEBİLECEK RİSKLERİ TAŞIYOR"
Son dönemde obezite tedavisinde doktor kontrolü olmadan, eczaneler dışında ticareti yapılan enjeksiyon kalemlerinin kullanımının artmasının da bundan kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Siva, "Reçetesiz bir şekilde, ağırlıklı olarak internetten temin edilen bu ilaçlarda sahtelere rastlıyoruz. Denetimsiz üretilen ve zayıflama amacıyla kullanılan sahte ilaçlar toksik kimyasallar, ağır metaller, bakteriler ile kontamine bileşikler, sibutramin, tiroid hormonu, iyot gibi bazı aktif maddeleri, efedrin, amfetamin gibi uyarıcıların toksik ve zararlı dozları dahil pek çok maddeyi içerebilmektedir. Sahte ilaçlar, hafif yan etkilerden yaşamı tehdit eden durumlara kadar geniş bir yelpazede sağlık riskleri taşıyor. Aşırı iyot veya tiroid hormonu içeren ilaçları kullandığı için hipertiroidi gelişen ve bu nedenle başvuran olgularımın sayısı hiç de az değil.
Aşırı tiroid hormonuna bağlı çarpıntı, tansiyon yüksekliği, ellerde titreme, terleme ve aşırı sinirlilikle gelen obeziteli hastalarımın sayısındaki artış, sahte ilaçlarla ilgili durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor" dedi.
Bazı sahte ilaçların doğru etken madde yerine insülin içeriyor olmasının ağır şeker düşüklüğüne neden olduğunu söyleyen Oşar Siva, şöyle devam etti: Örneğin geçtiğimiz aylarda, sahte enjeksiyon kalemi kullanan bir hasta, kalem içerisinde insülin olması nedeniyle hayati risk taşıyan hipoglisemi (kan şekeri düşmesi) ile acile kaldırıldı. Acil olarak müdahale edilmesi sonucu hayatta kalabildi ancak hızlı ve doğru müdahale gerçekleşmeseydi hayatını kaybedebilirdi. Bu riskin oluşmaması için ilaçların doktor kontrolünde ve eczanelerden alınması son derece önemli."
"DÜNYADA HER YIL 1 MİLYONDAN FAZLA İNSAN SAHTE İLAÇTAN HAYATINI KAYBEDİYOR"
Sahte ilacın dünya genelinde artan bir sorun olduğunu belirten Novo Nordisk Türkiye Kıdemli Klinik, Medikal ve Ruhsat Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır, "Bugün küresel sahte ilaç pazarının yıllık 200 milyar ila 432 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu, yaklaşık 150 ülkenin yıllık ekonomisinden daha büyük bir rakam. Yine bu veriler, düşük ve orta gelirli ülkelerde tahminen her 10 ilaçtan 1'inin merdiven altı veya sahte olduğu anlamına geliyor. Sahte ilaç kullanımı nedeniyle dünya genelinde her yıl 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor" dedi.