Psikoterapi programları veya psikologlara gidilerek profesyonel yardım alınabilmektedir. Ancak şu an psikolog ve psikiyatrist arasındaki çok fazla sorulan soruların cevabını vereceğim. Psikolog ruh bilimiyle uğraşan, bireylerin duygu, düşünce ve davranış süreçlerini inceleyen, tanı ve tedavide görev alan ruh bilimcidir. Bu inceleme sonucunda tanı koyup ilaçsız bir şekilde psikoterapi ile tedavi uygulayan kişilere psikolog denir. Klinik psikolog olan bir uzmanın amacı bireyin, hayatını etkileyen olumsuz düşünce tarzını keşfetmesini ve bu doğrultuda duygularıyla davranışlarını daha kontrollü yaşamasını sağlamaktır. Psikiyatrist ruh ve sinir hastalıklarında kişide görülen uyumsuzlukları önleme, teşhis ve tanıda görev alan uzman doktordur. Psikiyatrist, ilaç tedavisi uygulayabilir ve bu sayede söz konusu olan ruh ve sinir hastalığının mümkün olduğunca kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Psikolog ve psikiyatristlerin arasında ki tek fark ilaç yazma yetkisinin psikiyatristlerde olmasıdır. Bu durumda psikologlara mı gitmeliyiz? Yoksa psikiyatristlere mi? Bir kişide tanı kriterlerine göre ağır semptomlar görülmedikçe ilk başta psikoterapi eğitimi tamamlamış uzman kişilerden faydalanılmalıdır. Psikoterapi programları kişide pozitif yönde etkileşim göstermez ise ilaçlı tedavi yoluna gidilebilmektedir. Bir başka durum ise Psikologlara verilen hakların daha geniş olması ve Psikologların yasaları dikkate alınmalıdır. KKTC meclisinde psikologların yasaları yürürlüğüne girmelidir. Yeri geldiğinde ise psikologlara özel izin hakları verilerek başta üniversite gibi kurumların destekleyici politika uygulaması gerekmektedir. Örneğin akademik öğretmenlerin yıllık izinlerinde esneklik sağlanmasıdır. Psikolog olan bireyin dinleme anlama ve empati yapma becerisine sahiptirler.
Psikologlar üzerine söylenen yanlış tabirler
1. ‘‘Deli Doktoru’’ kavramanın yanlış bir algı olarak alınması gerekmektedir. Çünkü bizim yardıma ihtiyaç duyduğumuz her alanda veya her bir çözülemeyen izin problemler daha büyük sorunlara neden olabilmektedir. Bu durumda yas, travma, gündelik yaşa sorunları, sosyal problemler veya iş hayatı gibi birçok durumlar problem haline gelebilmektedir. Psikolojik destek herkesin ihtiyacı olabilmekte ve hayatımızı düzene koyarak kendimizi daha iyi anlamamızı sağlamaktadır.
2. “Psikolog, çocukluk dönemlerine gidecek.” Geçmişte yaşadıklarımız şimdiki zamanda sorunların temelini oluşturabilmektedir. Ancak bu durum kişiden kişiye, yaşadığımız coğrafya ve kültüre göre değişmektedir. Gittiğiniz herhangi bir psikolog çocukluk anılarınıza inme zorunluluğu yoktur. Bu durum uygulanacak terapi modeline göre de değişmektedir.
3. “Beni değiştirmek, hayatımda olan her şeyi düzeltmek psikoloğun işidir.’’ Bireyler psikoloğa gitme kararı aldıktan sonra kişinin kendisinin çaba göstermesi, özen göstermesi ve istikrarlı bir şekilde terapiye olumlu cevaplar vermelidirler.
4. ‘‘Psikoloğun işi kötü şeyleri unutturmaktır.’’ Hayatımızda yaşadığımız veya anılarımızı unutabilmek mümkün değildir. Amacımız unutmak yerine yaşadığınız olaylar üzerinde ne kadar etkisi altında kaldığımız ve bu yaşananların sizin yaşantınızı ne kadar etkilediğini keşfedebilmektir.
5. ‘‘Psikoloğa gitmek kötü şeyler hatırlatacak, zarar verecek.’’ Kötü yaşam deneyimlerini hatırlamak ve anlatabilmek ilk başlarda yorucu olarak görülebilmektedir. Ancak problemlerimizi çözebilmek için kısa vadede ve uzun vadede kalıcı rahatlamanın sağlanabilmesi için gereklidir.
"Düşüncelerimiz, hayatımızı biçimlendirir." - William James