Hükümetin ders saatlerine yönelik “yasada düzenleme” hamlesine öğretmen sendikalarının “grev” silahı ile verdiği cevap sonrasında oluşan ortam hepimizin malumu.
Ülkede eğitim durdu.
Daha doğrusu, ülkede devlet eliyle yapıal eğitim sekteye uğradı.
Ama özelde devam ediyor.
İş tam da yıl sonuna denk gelince durum daha da farklı bir boyuta evrildi.
Sendikalar ve ana muhalefet CTP bunun hükümet tarafından kasıtlı yapıldığı görüşünde.
Geçen yıl komiteye gelen yasanın genel kurula getirilip onaylanması bilinçli olarak bu döneme bırakılmış.
Bu iddia doğrudur ya da yanlıştır, inanın benim için hiçbir önemi yok.
Çünkü içinde bulunduğumuz durumu değiştirmiyor.
Daha doğrusu, öğrencilere bir faydası yok.
Özellikle de son sınıfta mezuniyetei bekleyen çocuklarımıza.
Hal böyleyken dün akşama doğru olumlu bir takım gelişmeler yaşandı.
Önce Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu çıktı ve sendikalarla uzlaştıklarını açıkladı.
Ardından sendika özellikle mezuniyet sınavlarına ilişkin adım atacaklarını ve bir tutanak için bakanlıkla anlaştıklarını duyurdu.
Tam rahat bir nefes alıp sevinecekken hevesimiz kursağımızda kaldı.
Sendika bir açıklama daha yaptı ve bakanı kamuoyunu yanıltn açıklamalar yapmakla suçladı.
Sadece son sınıfların durumuna yönelik bir uzlaşı olduğunu, yasaya ilişkin mücadelelerinin sürdüğünü paylaştılar.
Şimdi burada durum aslında net.
Anlamadığımız bir nokta yok.
Ne olduğunu ve nasıl bir yol izleneceğini anladık.
Anladık analamasına da esas anlaşılmaz olan, daha doğrusu kabul edilemez olan tarafların uzlaşırken bil uzlaşmazlığa düşmeleridir.
Çünkü hala ayrı tellerden çalmaktalar.
Keşke dünkü açıklamaları yaparken yan yana gelebilselerdi.
Bize yakışan, bu ülke insanına yakışan bir duruş sergileyip tüm farklılıklarımıza rağmen yine de yan yana durabildiğimizi görebilseydik.
Ama göremedik.
Ayrı tellerden çalıp oynadılar.
Bizler de titredik.
“aman yeniden kavga etmesinler” diye korkudan titredik.
Çok şükür korkulan olmadı.
En azından son sınıflar için adımlar atılacak.
Ama yetmez.
Eğitimde kriz, eğitimin durması değil bir gün, bir dakika bile tahammül edemeyeceğimiz bir durum olmalıdır.
O nedenle de umarım tarafları bir arada ve ortak noktalarda uzlaşıları artırmaya başladıklarını görmeye başlarız.
Eğitim şakaya da gelmez ihmale de gelmez..