Meclis Başkanlığı konusunda yaşananları şaşkınlıkla izlemeye devam ediyoruz. Hele dün tüm gün devam eden meclisteki konuşmaları gerçekten kayıt altına almak gerekiyor.
Üniversitelerimizin Hukuk Fakültelerine bugün Meclis’te yapılan konuşma kayıtlarını göndermek gerekiyor. Hukuk’a Giriş dersinde dün yapılan genel kurul mutlaka genç hukukçu adaylarına izletilmeli.
Gelelim Hukuk Doçenti Tufan Hoca’ya vereceğimiz hukuk konusunda ki tavsiyelerimize….
Yasama –Yürütme ve Yargı Bağımsızlığı KKTC Anayasasında çok net bir şekilde yer almaktadır. Yasama’nın yani Meclisin yapacağı işler Meclis İç tüzüğüne göre düzenlenmiştir. Yargının Yasamaya müdahale etmesi ne mümkündür nede olmasını arzu ettiğimiz bir durumdur.
Meclis iç tüzüğü meclis içerisinde yapılacak oylamaların nasıl olacağı konusunda gerekli düzenlemeleri içermektedir. Dolasıyla dıştan Hukukçuların bu bağlamda ki görüşleri hiçbir mana ifade etmez.
Dolasıyla Meclis Başkanlığı seçimleri bu bağlamda “başkanlık” kısmı tamamlanmıştır.
Bakın CTP daha öncede benzer bir hatayı yapmıştı. Meclis içtihatlarına bakmadan kararlar almış sonra bu kararlarından dönmek zorunda kalmışlardı.
Hüseyin Özgürgün’ün Ana muhalefet lideri olarak Yayın Yüksek Kurulu üyesi için meclis genel kuruluna sunduğu ismi CTP genel kurulda REDDETMİŞ etmiş ancak 6 ay sonra aynı konuda geri adım atarak aynı ismi onaylamıştı.
Bu isim Alihan Pehlivan’dı.
Tufan Hocam 2007 yılında CTP’nin yaptıklarını tasvip etmediğini söylediği için o dönemde yapılan hataları Kudret Özersay gibi tekrardan hatırlatmak istemiyorum.
Hukuk Doçenti Tufan Hocam
CTP'li belediyeler, “Gerçekleştirilecek herhangi bir etkinliğe, mevcut durumda kendini Meclis Başkanı olarak ilan eden Ziya Öztürkler’e davet yapılmayacaktır” açıklamasını yaptı.
Hukuk Doçenti Tufan Hocam,
Tadil edilmiş Belediyeler Yasasının 51-95’e göre Belediye ile ilgili kararları Belediye Başkanı tek başına alamaz. Bu konuda yetkili tek organ Belediye Meclisleridir.
Belediye Meclisleri “Gerçekleştirilecek herhangi bir etkinliğe Meclis Başkanı Seçilen Ziya Öztürkler’e davet yapılmayacaktır” şeklinde bir karar almadıkları sürece CTP’li Belediye Başkanları Hukuken böyle bir açıklama yapma yetkisine sahip değildirler.
Hukuk Doçenti Tufan Hocam, belli ki 2025 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine toplumu kamplaştırarak girmek niyetindesiniz. Ama bunun öncesinde MART 2025’teki Kurultay sürecini de bir şekilde atlatmanız gerekmektedir.
Ülkeyi bir Erken Genel Seçimlere sürükleme arzusu da her halde MART 2025’ten gelmektedir. Bu bağlamda meclis krizini erken genel seçim malzemesi yapmak için verdiği uğraşta takdire şayiandır.
Hukuk Doçenti Tufan Hocam, ancak ekonomik olarak zor bir süreçten geçilirken ve Türkiye Cumhuriyeti “KKTC bir erken seçimi arzu etmediğini” açık açık ifade ederken, erken seçimi zorlamak bu bağlamada yolun en başında bir “yol kazasına” neden olmaktadır.
Ve CTP’li belediyeler üzerinden toplumu germe ve toplumu kamplara bölme çalışması 2025 Cumhurbaşkanlığı yarışında Tufan Hoca’ya artı yazmayacağını bu vesile ile bu köşede kayda alalım.
Zira aynı kamplaşma hesabını Mustafa Akıncı ve Seçim Ekibi denemiş sonuçları 5 yıl önce ortaya çıkmıştır. Bununla ilgili daha uzun bir yazı talep edilirse seve seve kaleme alabilirim. Zira 5 yıl önceki seçim kampanyasının içeresindeki birisi olarak anlatacaklarım yol gösterici olacaktır.