Çok enteresan günlerden geçmekteyiz.
Son derece ağır bir gündem var.
Acımız büyük.
Bir ulus olarak yastayız.
Deprem felaketi bizi vurdu.
Canlarımızı kaybettik.
Bir çok insanımız canından oldu.
Canını kurtarabilenler ise evinden yerinden oldu.
Dile kolay, 11 il etkilendi bu deprem felaketinden.
Bu tanım fiziksel anlamda.
Aslında tüm bir ülke etkilendi.
Koskoca Türkiye etkisi altında.
Binalar yıkıldı, insanlar öldü, ocaklar söndü.
Bu işin o kadar çok yönü var ki.
En başta can kayıpları.
Yaşlı, genç, çocuk, erkek ya da kadın demeden canlarımızı bizden aldı bu deprem felaketi.
Binalar çöktü.
Enkaz altındayız.
Ekonomi de büyük darbe aldı, daha da alacak.
Türkiye Cumhuriyeti tüm gücünü ve de dikkatini yaraların sarılmasına yöneltti.
Ufukta bir de seçim var.
Çok da kolay bir süreç değil.
Her ülke bunun altından kalkamaz.
Türkiye ile de bu yönde beklentisi olanlar var.
Açıkça da söylemekteler.
Kıbrıs konusuna bağlayarak ellerini ovuşturanları görmekteyiz.
Henüz daha ağız sıvısı salgılanmadı.
Yakında o da olur.
Deprem felaketi sonrasında eli zayıflayan Türkiye, Kıbrıs konusunda BM ve AB’nin isteklerine boyun eğmek zorunda kalacak.
Beklenti bu.
Türkiye’nin Kıbrıs politikasından geri adım atıp, Rum-Yunan politikasına razı kalacağını bekliyorlar.
İsteyen alınabilir ama teşbihte de hata olmaz.
Hani derler ya, “köpeklerin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı” diye..
Aynen o durum.
Bence boşuna beklemeyin.
Olmaz ve ol-ma-ya-cak..!
“Eğer isteklerine boyun eğmezse Türkiye’yi bölecekler” bile diyebilmekteler.
Hele de buna çok gülerim..
Türkiye’yi bölmek...
Hadi buyrun bölün..
Yıllardır bunun için çalışmıyor musunuz zaten..?
Başarabildiniz mi..?
Tabii ki başaramadınız ve ba-şa-ra-ma-ya-cak-sınız..
Kıbrıs’ta da bekledikleriniz olmayacak.
Türk insanının içerisine düştüğü en zor durumlardan nasıl çıktığını unutanlara Google’a “Kurtuluş Savaşı” diye yazmalarını öneririm.
Bitti dedikleri bir millet nasıl “Türkiye Cumhuriyeti”ni kurdu, orada görecekler.
Öğrenecekler ya da hatırlayacaklar.
Türkiye Cumhuriyeti bir Ulus Millet’tir.
Ve onu değil bölmeye, zayıflatmaya bile kimsenin gücü yetmez.
Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Mileti elbette bu günleri de atlatacaktır.
Hem de eskisinden daha da güçlü olarak.
Gücünü birlikteliğinden alan bir Ulus Millet asla mağlup edilemez.
İşte bu yüzdendir ki sizlere her fırsatta “gelin vazgeçin bu hayellerin peşinde koşmaktan” diyoruz.
Diyoruz ama anlatamıyoruz.
Boşuna dememişler, anlatandan çok anlayanın arif olması lazımdır diye.