Mutlu Barış Harekatı’nın anlam ve önemini idrak ettiğimiz günde öncelikle 49. özgürlük yılımız ve barış bayramımız hepimize kutlu olsun.
1974 yılında bu kararı veren Karaoğlan Ecevit’i ve hükümetini, dönemin komutanlarını, harekatı icra eden kahraman Mehmetçiklerimizi ve Mücahitlerimizi saygı ile selamlıyorum. Sonsuzluğa göç edenleri ise rahmet ve dualar ile anıyorum.
Dünya harp tarihine askeri literatüre örnek ve önemli bir başarı hikayesi olarak geçmiştir. Müşterek bir harekat konsepti ile o dönemin zor koşulları ve diplomatik engelleri içerisinde icra edilmiş ve nihai neticeye ulaşılmıştır. Karada-denizde-havada 3 boyutlu harekat ortamında uygulanan Barış Harekatı iki aşamada harekatın hedeflerinin ele geçirilmesiyle 16 Ağustos 1974 tarihinde saat 18.00’de doğuda ve batıda hakimiyetin sağlanması ile sulh ve sükûnet tam olarak tesis edilmiştir.
Amfibi harekat tehlikeli ve yüksek risk içeren bir yapıya sahiptir. Doğasında başarı ile başarısızlık arasında ince bir çizgi vardır. Çok ayrıntılı bir planlama, koordinasyon ve tatbiki mümkün harekat tarzlarının hayata geçirilmesini şart koşar. Denizden karaya çıkan birliklerin kıyıbaşı hattını tutması (öncü birliklerin) ve bu hattın emniyetli bir şekilde tesis edilmesi, geriden gelen birliklerin, ki bunlar esas manevra unsurlarını oluşturur, derinlikte ilerlemesine imkan sağlayacak biçimde gerekli tertibat ve askeri düzenler alınarak ilgili harekat türünün uygulanmasına zemin teşkil etmektedir.
Karaya çıkan birliklerin havadan inen birlikler ile senkronize olması ve birleşmesi harekatın kesintisiz devamı ve mutlak başarısı için elzem bir durumdur. İşte muharebe sahasının tahayyülü ve harekatın ortamının canlandırılması böylesine komplike ve bütünsel olaylar manzumesini içermektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri tüm güçlüklere rağmen bu harekat ortamını planladığı şekilde icra etmeyi başarmıştır. Düşman hava ve arazi faktörlerini yeterli istihbarat desteği ile uygun şekilde muharebe sahasında ustalıkla kullanmayı bilmişler ve zoru başarmışlardır.
Mutlu Barış Harekatı’nın ruhunu, heyecanını, analizini doğru okumak, iyi anlamak ve gelecek kuşaklara aktarabilmek, yazılan destanları, yaratılan başarıyı yaşatmak ve ordumuzu bunların öngördüğü ihtiyaçlar çerçevesinde geleceğe hazırlamak; bu barış ve huzur ortamını idame ettirmek ve güçlü olmak için olmazsa olmaz prensipler arasındadır.
“Olmasa idi 20 Temmuzlar; ne olacaktı?” sorusunu herkesin kendisine sorması ve cevabını vermesi halinde kazanımlarımızı ve bekamızı da daha iyi bir biçimde idrak etmiş olacağız.
Nice mutlu barışın en güzel bayramına, coşku içerisinde kutluyoruz.
Ne mutlu kahramanlarımıza,
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Ülkemizde zorluklarımız, başta ekonomi olmak üzere problem sahalarımız elbette vardır ve bunların etkisini derin bir şekilde hissediyoruz. Ancak bunlar gelip geçici sıkıntılardır. Mutlaka halledilmesi ve rahatlatıcı tedbirlerin alınması sağlanacaktır.
Yeter ki birliğimizi, beraberliğimizi bozmayalım.
Yeter ki devletimizden, egemenliğimizden, bayrağımızdan vazgeçmeyelim.
İnanalım, güvenelim ve hep birlikte başaralım.
Kıbrıs Türkü çok daha büyük sıkıntılarını ortak akılla, ortak yürek ve bilek gücüyle aşmasını bilmiştir, başarmıştır.