Meslek olarak gündemi yakından takip etmek bizler için elzem.
Gündemi ıskalamak bir gazeteci için herhalde yaşayacağı en büyük felaketlerden olur.
Eskiye oranla günümüzde işler daha da kolaylaştı.
Gündemi takip etmek de bunlardan birisi.
Bizim nesilin daha varlığına bile tam adapte olamadığı cep telefonları ile dünya elimizin altında.
Fırsat bulduğumuz her anda, canımızın sıkıldığı her noktada hem ülkede hem de dünyada yaşananlara ulaşabiliyoruz.
Etkisini yavaş yavaş yitirmeye başlamasıyla birlikte, bugün dünyada temel gündemin ekonomi olduğunu söylemek mümkündür.
Her ülkeyi farklı oranda etkilese bile, fiyat artışları tüm ülke vatandaşlarının ilk gündemidir.
Sonrasında da herkesin kendi ülkesinin temel iç konularının yarattığı gündem..
Tüm dünya ülkelerinde insanlar küresel sorunlar kadar, ülkesel sorunlarının çözümü için çaba sarfetmekte.
Sadece bizler bunun dışındayız.
Çünkü bizde gündem belli değil.
Daha doğrusu istikrarlı değil.
Elektrik kesildiğinde gündem elektrik oluyor.
İstasyonlarda tükendiğinde de akaryakıt gündemi yaşıyoruz.
Orman yangını çıktığında çevre olan gündem, yangın sönünce hemen değişiyor.
Kamuda maaşlar zaten hep gündem.
Ödenince de ödenmeyince de gündem oluyor.
Yılda bir kez geleneksel olarak yaşadığımız 13. maaş gündemimiz bile var.
Sürekli konuşuyoruz.
Sosyal medyada yazıyoruz ve hatta sövüşüyoruz.
Ama nafile..
Sadece laf üretiyoruz.
Çözüm mü..?
İşte o yok..!
Çünkü sağlıksız temelde yaşanan tartışmalar bir saman alevi kısa sürede tükenmekte.
Sonuçsuz bir şekilde.
Kısır bir döngü içerisinde savrulmaktan başka yaptığımız bir şey yok.
Bunu yapan bizleriz.
Bunu kimse bize yapmıyor.
Sürekli başkalarını suçlamak yerine aynayı çevirip kendimize bakmamızın zamanıdır.
Hep eleştirmek yerine çözüm üretmenin yolunu bulamazsak bizi, hepimizi çok kötü günlerin beklediğini artık anlamalıyız.
Sorunu yaratan bizler olduğumuz için çözümü bulacak olanlar da bizleriz.
O nedenle de önce gündemi doğru belirlemeliyiz.
Sonrası çorap söküğü gibi gelecektir...