Belediye reformunu hallettikten sonra gözler diğer reformlara çevrildi.

Resmen reforma doymuyoruz.

Sırada kamu reformu var.

Bir diğer yılan hikayesi.

Kamudaki verimsizliği ortadan kaldırmak hedefli çalışmalar ne zaman başlar, şimdilik belirsiz.

Daha önceki başarısız denemeler heves kırıcı olsa da, yapılması gereken bir reform.

Çünkü kamuda işler çığrından çıkmış bir halde.

Tabii ki tüm kamu çalışanlarını aynı kefeye koyamayız.

Ama arada “çürük elma” o kadar fazla ki, bu durumdan hepsi nasibini alıyor.

Önemli olan da bu..!

Çürük elmaları ayıklayabilmek.

Fakat bu çok da kolay değil.

Öncelikle o “çürük” elma büyük bir ihtimalle sendikalı.

Sendika duvar gibi duruyor.

Kamudaki tüm sendikalar aynı pozisyonda.

Çalışanların verimliliği yerine, sadece haklar üzerine dayalı bir sendikal anlayış görüyoruz.

Yıllardır.

Bu durumu değiştirmek hayli zor olacak.

Kamu reformu önünde duran en önemli engel kesinlikle sendikalar olacak.

Bir diğer engel ise siyaset...

Çürük elmayı ayıklamak için uzanan devlet elini siyaset tutuyor, mani oluyor.

Kamu yapısı içerisinde siyasetin üstlendiği rol önemli bir handikap.

Bir devlet kurumu düşünün ki herkes torpilli.

Müdür ya da amir, altında çalışan personelin bir kabahati karşısında gerekeni yapmaya kalkışıyor ama başaramıyor.

Elini tutuyorlar.

Siyaset bunu yapıyor.

Zaten durum öyle de bir hale evrildi ki, eli tutan da siyasi, eli tutulan da siyasi.

Buradaki, “siyasi” tanımını “siyasetçi” ile karıştırmayalım.

Esas sıkıntıyı yaratan siyasete dahil olmuş kamu çalışanlarıdır.

ve eğer bir kamu reformu yapılacaksa bu durumu ortadan kaldırmak ilk hedef olmalıdır.

Çok da kolay değil.

Hatta imkansıza yakın.

Ama pes etmemek ve mücadeleye girişmek şart.

Çünkü mevcut durum sürdürülebilir olmaktan çıktı...