En acı yazımı yazıyorum bugün.
Türkiye’de yaşanan deprem felaketi anavatanımızı olduğu gibi biz Kıbrıslı Türkleri de tarifsiz acılara garketti.
Anavatan’da kaybettiğimiz on binlerce soydaşımızla birlikte yitirdiğimiz canlarımıza ağlıyoruz şimdi.
Özgürlüğümüzü kazandığımız 1974 Barış Harekatında ölümüne bir savaş yaşadık, mermilerin üzerine gittik ama bu denli büyük sayıda şehidimiz olmadı. Şehitlerimiz için canımız yandı, yaslar tuttuk ama özgürlüğümüze kavuşmak, egemen bir devlet kurmak bir nebze olsun yasımızı olsun azaltmıştı.
Bu felaket, başka bir felaket. Yasımız gün geçtikçe büyüyor.
Depremde kaybettiğimiz kardeşlerimizin hepsi ayrı ayrı kıymetli, değerli kişiler. Hocalarımız; Eğitim aşkıyla dolu, kendilerini çocuklarımızın geleceğine adamış bilim insanları…
Geleceğin düşünce ve yönetim önderleri olacak kapasitede zeki, çalışkan, girişken ve kendine güvenen evlatlarımız...
Sporcu olmaları, mücadeleci ruhlarını, kazanma isteklerini, hedefe ulaşmak için fiziksel ve düşüncel sınırları aşmak çabası içinde olan hayat felsefelerini ve disiplinli olduklarını gösteriyor zaten.
Anne babalarının sosyal medyalarındaki paylaşımlar; “10 yaş grubu şampiyonu”, “11 yaş grubu şampiyonu”, “12 yaş grubu şampiyonu” olarak uzayıp gidiyor.
O denli başarılı, o denli disiplinli, o denli sağlıklı çocuklar…
Eminim birçoğu, kaderimiz etkileyecek, geleceğimizi şekillendirecek ve bizi ileriye taşıyacak yöneticiler olacaklardı.
Daha doğar doğmaz elektronik aletlerle haşır neşir olan, bilgiye istediği anda ulaşan, çağımızın elektronik aletlerini her iş dalında kolayca kullanabilen, yapay zekayı yaratan ve gelecekte onunla yarışacak bir kuşağın temsilcileriydi bu yavrularımız.
Elbette her çocuğumuz kıymetli ancak her yönden donanımlı, iyi yetişmiş gencecik fidanlarımızı kaybettik bu depremde.
Sadece onları mı kaybettik?. Hayır!
Geleceğimizin yöneticilerinden en iyilerinin bir kısmını ve onların, belki de kendilerinden daha yetenekli olacak çocuklarını, torunlarını da kaybettik. Yetenekli, çalışkan, başarı için bıkmadan, yorulmadan mücadele edecek kocaman bir nüfusu kaybettik.
Şimdilik başımız sağ olsun demekten, gözyaşı dökmekten öteye yapabileceğimiz bir şey yok maalesef.
Şimdilik diyorum zira bu binaların yavrularımıza mezar olmasında dahli olanların hesabını sorma hakkımız baki…