Olmaz, olmamalı.

Olmayacağını, daha doğrusu, olamayacağını zaten yıllardır görmekteyiz.

Yaşamaktayız.

Önümüzdeki en somut gerçek budur..!

Devlet iyi bir işveren değil.

Aslında burada “iyi” derken neyi kastettiğimiz de önemli.

Çalışmak niyeti olmayana biçilmiş kaftan bizim devlet.

Ama diğer yandan, yanı kamunun hizmet bekleyen geriye kalanı için ise devletin patronluğu tam bir felaket.

Düşünün, torpiliniz var ve devlet işine girdiniz.

Bu öyle yaygın bir örnektir ki.

Ya böyle bir tanıdığınız ya da akrabanız var veyahut siz zaten bu örneğin ta kendisi oluyorsunuz.

Bu kadar yaygın bir durum.

Torpille işe girmişsiniz ve bu torpilli işinizde birisi çıkıp size emirler veriyor.

İşe geliş ve çıkış saatlerinize karışıyor.

Ne olur bu durumda..?

Torpilli şahıs, “aman bir iş buldum sahip çıkayım” deyip işine dört elle sarılır mı..?

Yoksa, “ulan ben torpilli adamım sen kimsin ki bana lo lo yapıyorsun” deyip torpil mekanizmasını çalıştırmaya devam mı ederim..?

Varın siz söyleyin…

Devlet kendi sorumluluğundaki daireleri bile çalıştıramıyorken ekonominin içerisindeki diğer sektörlerde de yer almasını isteyenler var.

Devlet artık elinin ayağını ekonomik sektörlerden çeksin..!

Bu kadar net..

Çünkü devlet iyi bir patron değil.

Hatta patron bile değil.

Patron işe aldıklarıdır.

Onlar yönetiyorlar işi.

Bu kadar genel konuşmak doğru mu peki..?

Ne yazık ki doğru.

Üzgünüm ama durum bu.

Kamuda işler yolunda gitmiyor.

Ama zaten bu durum kimsenin de umurunda değil.

Vatandaş sadece işi düştüğünde geliyor devlet dairelerine.

Onda da çoğu zaman torpil bulup işini arka kapıdan hallediyor.

Bulamayanlar da işi oluncaya kadar söylenip sonra susuyorlar.

Anlayacağınız bizim kamunun durumu asla düzelmeyecek.

Umutsuz vaka.

O nedenle de kamunun küçülmesi şart.

Devletin halen işletmekte olduğu tüm kurumlar özelleştirilmeli.

Devlet sadece eğitim ve sağlık hizmeti vermeye devam etmeli.

Bunlar dışında kalanlarda devamı şart değil.

Bir BRT çalışanı olarak buna kendi kurumumu da dahil etmekteyim.

Mırıldananlar olmuştur, onlara yardımcı olayım.

Esas olan devletin kontrol eden rolüne dönmesidir.

Yöneticilik değildir devlet yapması gereken.

Sadece teftiş etmelidir.

Verilecek hizmetin ve yapılacak işin çerçevesini belirleyecek ve bunu denetleyecek.

İşte o zaman bu ülkedeki sosyal adaletsizlik de ortadan kalkmaya başlar.

Yoksa yarattığımız torpil denizinde nafile kürek çekmeye devam ederiz.

Benden söylemesi…