Günde kaç saat internetle baş başayız?
1? 2? Sanırım saatlerce…
Her şey güzel mi…
Her gördüğümüz, okuduğumuz bizim için faydalı mı?
En basiti; sosyal medyada gördüğümüz ölüm ilanları…
Bu ara o kadar çok karşımıza çıkıyor ki….
Geçen günlerde, “sanırım artık facebook’u açmayacağım dedim”…
İster istemez kötü hissediyor; gün içinde ruh halimiz değişiyor…
……
Teknolojinin gelişimi ile insan yaşantısına hızlı bir giriş yapan kitle iletişim araçlarının, gündelik yaşamımızın ayrılmaz parçası haline geldiği aşikar bir gerçek.
Özellikle televizyon dizileri ve haberleri, çizgi filmler, filmler, bilgisayar oyunları, sosyal medya vb. ile şiddet içeren çok sayıda unsur, başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun her kesimine sunuluyor…
İnsanlar gerçek hayatta olduğundan çok daha fazla kavga, cinayet, intihar, gasp, darp, cinsel taciz, işkence gibi çeşitli şiddet olaylarına medya içeriklerinde tanık oluyor…
Araştırmalar uzun süre şiddet içeren medya ürünleriyle vakit geçiren bilhassa çocuklar ve gençlerin olumsuz etkilendiklerini, şiddeti içselleştirdiklerini göstermektedir.
Masum gibi görünen program ve oyunlar, şiddeti olağanlaştırmakta….
…..
İntiharla ilgili çıkan video ve haberlerin arkasına; peş peşe intihar duyumları geliyor…
Daha geçen günlerde yayımlanan “doktora karşı şiddet” videosunun ardından; bir doktorumuza şiddet uygulanıyor….
Bunlar tesadüf mü?
Hayır değil…
Medyanın şiddeti öğretmesi, gerçek yaşamda toplumu şiddet karşısında duyarsızlaştırıyor…
Suça teşvik artıyor…
….
Bu kadar vakit geçirdiğimiz sosyal medyada. “Faydalı” içeriklerin hazırlanması gerekiyor…
Medya içeriklerine, toplumun eleştirel bakması sağlanmalı…
Eğitim, yalnızca, Türkçe , Matemetik, Fen’den ibaret olmamalı…
Günlük yaşamımızı yakinen ilgilendiren konular, eğitimin merkezi haline gelmeli…
….
Toplum teknoloji toplumumuysa…
Biz teknolojiye karşı savunmasız kalıyorsak…
Acilen savunma mekanizması yaratmalıyız…