Bugün aslında ülkede yaşanan tuhaflıkları yazacaktım.
Hatta yazmıştım.
Ama sonrasında öyle önemli gelişmeler yaşandı ki, o yazıyı beklemeye aldım.
Nasıl olsa ülkemdeki tuhaflıklar bitmiyor ve bitmeyecek.
Biraz daha beklese bir zararı olmaz.
Bugün adına esas yazılması ve konuşulması gereken konu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünya liderlerinin karşısına dikildi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınma zamanının geldiğini ilan etti.
Bu konuşma bir dönüm noktasıdır.
Tıpkı 15 Kasım 1983’te KKTC’nin ilan edilmesi ile eşdeğer bir adımdır.
Ve geri dönüşü de yoktur.
Beklenen gün gelmiştir ve beklenen adım atılmıştır.
Kıbrıs Türkü’nün kendi devletine sahip olma hakkı önüne engel çıkarmak ve bu hakkı gasbetmek isteyenler hemen yaygaraya başladılar.
Yok efendim olmazmış, çünkü aksi yönde BM kararları varmış...
Hangi BM..?
1964’ten 1974’e Kıbrıs’ta yaşananlara seyirci kalan, Kıbrıs Türkü’nün diri diri toprağa gömülerek toplu katliama uğramasına engel olmayı denemeyen BM’den mi bahsediyorsunuz..?
Yoksa Saraybosna’da yaşanan toplu katliamlar karşısında kılını bile kıpırdatmayan BM midir kastettiğiniz..?
Çok daha yakından, günümüzde bir örnekle, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşa seyirci bile olamayan BM de olabilir..
Artık siz de kabul edin lütfen.
BM’yi de kararlarını da takan yok bu dünyada..!
BM Genel Sekreteri Guterres bugün resmen bir tarım bakanı görevindedir.
Türkiye’nin girişmiyle başlayan ve yine Türkiye’nin kontrolünde devam eden Tahıl Koridoru Operasyonu’nu alkışlamak dışında elinden başka bir şey gelmeyen Sayın Guterres..
Resmen Tarım Bakanı vazifesinde.
Tahıl getirn gemileri sayıyor.
Ama diğer yandan dünyadaki savaşlar sürüyor.
Bu BM’yi mi kaale almaktan söz ediyorsunuz..?
Çok güzel söylemiş şair,
“Geç bunları anam babam, geç bunları...”