Kurulduğu 1955 yılından itibaren EOKA’nın saflarında yer alan Andonis Sentonas isimli Strullos köyünde sakin bir EOKA’cı 3-4 gün önce 87 yaşında öldü…
Rum resmi haber ajansı KYPE bu ölümü haberleştirip Güney Kıbrıs ve dünya basınına servis etti.
Tüm Rum gazeteleri KYPE’nin servis ettiği haberi manşetlere çektiler, Andonis Sentonas’ın üstün yararlılıklar gösteren bir EOKA savaşçısı olduğundan bahsettiler, taziye yayınladılar vesaire vesaire…
Ölmüşse ölmüş.
EOKA’cı bile olsa bir ölünün arkasından konuşmayı biz kendimize yakıştırmayız...
Çünkü biliyoruz ki, cehennem dediğin yerde dal/odun yoktur, herkes ateşini buradan götürür…
Eğer “yararlılıklar” derken kastettikleri bizim anladığımızsa, yani, Kıbrıslı Türklere mezalim yapmışsa o da diğer EOKA’cılar gibi – ki öyledir muhakkak-, Allah sorsun hesabını…
Konumuz onun ölümü değil.
Bizim esas üstünde durmak istediğimiz başka…
Şöyle ki:
Tüm Rum gazeteleri ile birlikte Politis gazetesi de yayınladı haberi..
Diğer Rum gazeteleri ile aynı başlığı kullandı ve aynı tanımlamaları yaptı Eokacı Rum için.
“EOKA savaşçısı” diye övdü.
Ailesine “sillibidiria” (taziyeler) sundu falan filan…
Politis, malum, AKEL’in yayın organı…
Hangi AKEL’in?
Güya Kıbrıslı Türklerin dostu diye lanse edilen ve güya EOKA ile taban tabana zıt görüşte olduğu söylenen Rum Komünist Partisi AKEL’in!..
İşte bu AKEL’in yayın organı Politis, bir EOKA’cının ölümünü sayfalarından duyuruyor ve taziye yayınlıyor övgüler düzerek...
Konunun üzerinde düşünülmesi gereken bir yanı bu... Ancak daha başka ve hatta daha önemli yönleri de var.
KYPE’nin haberi servis edişinde bir olağan dışılık göze çarpıyordu.
KYPE haberi servis ederken AAG ve GBA kısaltmalarını da etiketlemişti.
Bu olağandışılık dikkatimizi çekti ve biraz daha derine inip neden böyle yaptığına bakalım dedik ve baktık.
AAG dediği “Athlitiki Akademia Giannitson” (Giannitson Atletizm Akademisi) isimli bir amatör ve gönüllü kulübün kısaltmasıymış.
1993’te kurulan bu amatör ve gönüllü kulüp özellikle okulların kapalı olduğu yaz aylarında, hem Kıbrıs hem de Yunanistan’da ergen Rum ve Yunan gençlerine yönelik tüm spor dallarında ücretsiz atletizm kursları ve spor kamplar düzenliyormuş, bu kurs ve kampların sponsoru da zengin Rum ve Yunan işadamları imiş…
GBA neymiş?
O da aynı şekilde Rum ve Yunan gençlerine hizmet için çalışan, sponsorlarını Yunan işadarmlarının oluşturduğu “Greek Basketball Academy” isimli bir başka amatör gönüllü kulüpmüş ve her yıl basketbol kursları/kampları düzenliyormuş ergen Rum ve Yunan gençlerine yönelik olarak.
Bir EOKA’cının ölümüyle bunların alâkası ne dedik, daha da derine baktık…
Gördük ki:
Meğer, öyle bizdeki gibi bir araya gelen her birkaç kafadar veya her aklına esen, üç beş evrağı götürüp kaymakamlıktaki bir memura vererek dernek veya Sivil Toplum Örgütü kuramıyormuş Güney Kıbrıs’ta..
Güney Kıbrıs’ta gönüllü derneklerin, Sivil Toplum ve Gençlik örgütlerinin tümü “Gönüllü dernekler, STÖ’ler ve Gençlik Organizasyonları Komiserliği” ismiyle faaliyet gösteren resmi bir ofisin onayına ve denetimine tabi imiş ve ofisin başındaki komiser de Rum Yönetimi Başkanı tarafından atanıyormuş..
Anastasiades’in bu önemli komiserliğin başına atadığı kimmiş bilir misiniz?
Sıkı durun…
Yukarıda öldü diye sözünü ettiğimiz, kuruluşundan beri EOKA’da “yararlı” hizmetlerde bulunan “EOKA savaşçısı” ve AKEL’in yayın organı Politis gazetesinin hakkında övgüler düzüp taziye yayınladığı, Andonis Sentonas’ın oğlu PanayotisSentonas!..
Gelelim sözün özüne..
Sakın ola bunları Rum’u örnek alalım diye yazdığımız düşünülmesin.
Rum’a hayranlık diye de algılanmasın.
Demek istediğimiz şu..
Hayat kimseye bedavadan ders vermez.
Mutlaka bir bedel ödetir.
Bedel ödediği halde ders almayana bir ders daha verir ama bu defa iki misli bedel ödetir.
Beğensek de beğenmesek de görünen o ki, Rumlar kendilerini 74 darbesine götüren süreçte birbirleriyle kavga etmelerinden dolayı ödedikleri bedellerden çok iyi ders çıkarmışlar.
Birlik beraberliklerini bozması muhtemel dış etkenlere karşı her türlü tedbiri almışlar.
Yetişen nesillerine de sahip çıkıyorlar, “Saldım çayıra Mevlam kayıra” misali yabancı akımların veya acente yapıların insafına veya kullanımına terk etmiyorlar.
Söz buraya gelmişken bir bilgi daha aktaralım.
Güney Kıbrıs’ta da bizdeki gibi siyasi partiler devlet bütçesinden katkı alır.
Ama bizde olmayan bir katkı daha var Güney Kıbrıs’ta. Her siyasi partilerin gençlik kollarına da devlet bütçesinden ayrı ödenek çıkar.
Bu bilgiyi de aktardıktan sonra şimdi gelelim bütün bunların bizi düşündürmesi gereken hususlara…
Biz ne yapıyoruz peki?
Ders aldık mı geçmişte ödediğimiz bedellerden?
Kurduğumuz devleti kendini koruyucu reflekslerle ne kadar donattık?
Geleceğimizi teslim edeceğimiz gençlerimizi ne kadar kucakladık?
Yabancı akımlardan, sapık ideolojilerden, 5’inci kol faaliyetlerinden veya acente yapıların şerrinden ergenlerimizi korumak için ne kadar tedbir aldık..?