Pandemiden sonra bir türlü toparlanamayan Dünya Ekonomisi Rusya-Ukrayna savaşı sonrası şimdide Enflasyon Canavarı ile mücadele etmek zorunda.
ABD başta olmak üzere Avrupa Birliği Üyesi ülkeler ve İngiltere’de bir numaralı gündem Enflasyon.
Amerika’da Ekim 2022'den bu yana ilk kez tüketicilerin enflasyon beklentilerinde artış meydana geldi. Gelecek 3 yıllık süreci kapsayan orta vadeli enflasyon beklentisi de Mart'ta 0,1 puan artarak yüzde 2,8'e yükseldi.
Avrupa ve İngiltere’de durum farksız.
İngiltere Merkez Bankası Baş Ekonomisti Huw Pill “Halk yoksullaştığını artık kabul etmeli” dedi.
Huw Pill, enflasyonla yükselen fiyatların herkesi yoksullaştırdığını ve maaş artışı/ücret artışı çabalarının, sorunu derinleştirdiğini söyledi
Pill şu sözleri dikkat çekici.
“İnsanlar yoksullaştıklarını kabul etmeliler. Geçim düzeylerini, fiyat zammı yaparak ya da ücret artışıyla korumaya çalışmaktan vaz geçmeliler. Ücret zammı talepleri fiyatları daha da yükseltiyor ve bu durum, enflasyon yaratıyor”
Öte yandan İngiltere Merkez Bankası Başkan yardımcısı Broadbent “Enflasyonu tümüyle yenmek için faiz %20 ye yakın olmalı” dedi. İngiltere’de Merkez Bankasının yıllık enflasyon hedefi %2. Halen enflasyon; %10.
KKTC’de de durum çok farksız değil dünyadan.
Hür-İş Genel Sekreteri Ali Yeltekin, geçim derdinde olan asgari ücretlinin düşünülmesi gerektiğini belirterek, “Asgari ücret masasını toplantıya çağırmaktan başka çareniz kalmadı” dedi.
KKTC’de asgari ücret, 13.563.- Türk Lirası (Brüt) olarak uygulanıyor. Beklenti brüt olarak 15 Bin Türk Lirası seviyesinde. Bunun anlamadı da bir çalışanın işverene maliyeti aylık 20 Bin Türk Lirası civarında.
Bir yanda yükselen kur nedeni ile kiralarda yaşanan artış, ham maddede yaşanan artış ve personel giderlerindeki artışı da eklersek küçük ve orta ölçekteki işletmelerin ayakta kalabilmesi bu şartlarda mümkün gözükmüyor.
Devir tasarruf devri. Her kuruşun kıymetini bilmek gerekiyor. Ama gel görün ki KKTC sadece bir milletvekilliği için 25 Haziran’da ara seçime gitme kararı aldı.
Seçimin devlete maliyeti yaklaşık 30 milyon Türk Lirası. Partilerin ve adaylarında en az 5-10 milyon arası bir para harcayacağını düşünürsek bir seçimin maliyeti bize 40-50 milyon Türk Lirasına mal olacak.
Kudret Özersay’ın istifası sadece siyasette değil ekonomide de büyük bir yara açacağa benziyor daha şimdiden.
Tüm dünya ekonomileri enflasyon canavarı ile uğraşırken biz bir vekil daha kazanabilmek için ülkeyi bir baştan öbür başa gezmek zorunda kalan, gezerken de zaman ve enerji tüketen siyasetçilerimiz ile geçireceğiz bu zamanı…